Examples of using "Päästää" in a sentence and their turkish translations:
Şimdi bırakabilirsin.
Tom'un gitmesine izin verebilirsin.
- Gitmesine izin vermek zorundasın.
- Bırakmak zorundasın.
Bu tarantulanın kaçmasını göze alamayız.
- İpi bırakman gerekiyor.
- İpi bırakmalısın.
Gitmemize izin vermelisin.
Onu bırakman gerekiyor.
Şimdi beni bırakabilirsin.
Sadece biraz stres atmaya ihtiyaç duyuyorum.
Onların gitmesine izin vermemeliydik.
Çok üzgünüm ama senin dışarı çıkmana izin veremeyiz.
Polis Tom'u serbest bırakacağını söyledi.