Examples of using "Keyboard" in a sentence and their turkish translations:
- Bu org mükemmel.
- Bu klavye kusursuz.
- Senin tuş takımının yer değiştirmesi gerekir.
- Klavyenizin değiştirilmesi gerekir.
Bir klavyeye ihtiyacım var.
Klavye arkadan aydınlatmalı.
Klavye çalışıyor mu?
Klavye çalışmıyor.
Bu klavye pahalı.
Kedim klavyemden hoşlanır.
- Klavyenden memnun musun?
- Klavyeni seviyor musun?
Klavyemi onarabilir misin?
İngilizce klavyem yok.
Benim Türkçe klavyem yok.
- Klavyem güzel çalışmıyor.
- Klavyemin tuşları güzel basmıyor.
Yeni bir klavyeye ihtiyacın var mı?
Onun parmakları klavyenin üzerinde dans etti.
Bu klavyenin birkaç tuşu eksik.
Klavyem kir içinde.
Neredeyse kahveyi klavyeme döküyordum.
Hiç bir Dvorak klavye kullandınız mı?
İsviçre klavyesi scharfes s içermez.
Ben de grubumda org çalıyorum.
- O benim bilgisayarımın klavyesi.
- Benim bilgisayarımın klavyesi o.
Klavyenin nerede olduğunu birisi bana söyleyebilir mi?
Tom bilgisayar klavyesindeki bir tuşa bastı.
Klavyedeki o akordu çalabilir misin?
Kahveyi neredeyse klavyeme döküyordum.
Neredeyse kahvemi klavyeye döküyordum.
Tom, Mary'nin monitörünün ve klavyesinin her yerine hapşurdu.
Klavyeni en son ne zaman temizledin?
ß harfi İsviçre klavyesinde yok.
Tom klavyesinin üzerine bir fincan kahve döktü.
Hiçbir klavye bulunmadı. Devam etmek için lütfen için F1 tuşuna basın.
Tombul parmaklarım var, bu nedenle küçük bir klavye kullanamam.
Arapça yazamam. Arapca bir klavyem yok.
Ah? Sen klavyeye bakmadan yazabiliyorsun. Bu harika!
Kollarınızı kavuşturuyor ya da klavyenizi yumrukluyorsanız
Esperantoca cümleleri uygun bir klavye olmadan yazmak kolay değildir.
Ticari müşterilere hitap etmez çünkü klavyesi yoktur.
Şu anda bir bilgisayara takılı elektronik klavyeyi kullanarak yazı yazıyorum.
Windows'un Çalışma Grubu 3.11 için tek eksik özelliği Türkçe klavye düzenidir.
Piyano akortçusu, piyanonun klavyesinin altında gizlenmiş bir altın para zulası keşfetti.
Eğer tekerin tamamını çalacak olsanız klavyenin tamamını aşmış olursunuz.
Tom yeni klavyesine alışana kadar epey imla hatası yapıyordu.
Benim hoverkraft yılanbalıklarıyla dolu ve klavyeme yapışmış bir parça sakız var.
Tom aylardır klavyesini temizlememişti, ve o tozla, gıda parçalarıyla ve Allah bilir başka neyle dolmuştu.
Benim ekranda yazdığım kelimeleri görebilirsin, ama benim klavye üzerine döktüğüm gözyaşlarını göremezsin.