Translation of "Deciding" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Deciding" in a sentence and their turkish translations:

I'm not done deciding.

Yapmaya karar vermedim.

deciding whether to buy bonds.

Moody’s ve Fitch'e güveniyor.

Sleep on it before deciding.

Karar vermeden önce onun üzerinde uyu.

He considered his options carefully before deciding.

O karar vermeden önce seçeneklerini dikkatlice düşündü.

I'm having trouble deciding where to park.

Nereye park edeceğime karar vermede sorun yaşıyorum.

Tom had trouble deciding what to do next.

Tom'un daha sonra ne yapacağına karar verme sorunu vardı.

I don't remember actually deciding to do that.

Onu yapmak için gerçekten karar verdiğimi hatırlamıyorum.

Despite the rain, we're deciding to go out.

Yağmura rağmen biz dışarı çıkmak için karar veriyoruz.

Please take your time before deciding what to do.

Lütfen ne yapacağınıza karar vermeden önce zaman ayırın.

My biggest problem is deciding what I should wear.

Benim en büyük sorunum ne giymem gerektiğine karar vermektir.

My biggest problem is deciding what to do next.

Bir dahaki sefere ne yapacağıma karar vermek en büyük sorunumdur.

The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.

Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.

I'm finding it difficult deciding on which one to buy.

Hangisini alacağıma karar vermeyi zor buluyorum.

Before deciding, I would like to consult with my family.

Karar vermeden önce, aileme danışmak istiyorum.

More and more people are deciding to stop eating meat.

Gittikçe daha fazla insan et yemeyi durdurmaya karar veriyor.

Why are you always the one deciding everything for us?

Neden her zaman bizim için her şeye karar veren kişisin.

My biggest problem is deciding what I should do next.

En büyük sorunum daha sonra ne yapmam gerektiğine karar vermektir.

We're finding it difficult deciding on which one to buy.

Hangisini alacağımıza karar vermeyi zor buluyoruz.

Notably with the company deciding to move into the shipping service.

Özellikle nakliye hizmetlerine giriş yapmaya karar verdiler.

We went over the house before deciding whether to buy it.

Onu alıp almayacağımıza karar vermeden önce evi kontrol ettik.

Tom is having trouble deciding whether or not to go there.

Tom oraya gidip gitmemeye karar vermede zorluk yaşıyor.

How did you end up deciding on doing a thing like this?

Nasıl karar verdiniz böyle bir şey yapmaya?

Tom is having trouble deciding whether or not he really needs to go.

Tom gerçekten gitmesinin gerekip gerekmediğine karar vermekte sorun yaşıyor.

I had trouble deciding which brand of dog food to feed my dog.

Köpeğimi hangi marka köpek yiyeceği ile besleyeceğime karar vermede güçlük çekiyorum.

Tom is having a hard time deciding what to wear to the party.

Tom partide ne giyeceğine karar vermede zorlanıyor.

Before deciding to buy it, I tried on the jacket to see if it would fit.

Onu satın almaya karar vermeden önce, uyup uymadığını görmek için ceketi denedim.

The unhappy merchants seek their own justice by deciding to eliminate the Wallachian voivode and replace him with

Kederli tüccarlar kendi adaletleri kendileri ararlar, Eflak Voyvodasını ortadan kaldırıp

Especially during times of economic crisis, price becomes a dominant factor in deciding whether to buy any product.

Özellikle ekonomik kriz dönemlerinde, herhangi bir ürünü alıp almayacağımıza karar verirken fiyat baskın faktör haline gelir.