Translation of "Shopping" in Turkish

Shopping?

Alışverişe mi?

- They are going shopping.
- They go shopping.
- They'll go shopping.

Alışverişe gidecekler.

- I'm going shopping.
- I am going shopping.
- I'm going shopping!

Alışverişe gidiyorum.

- She went shopping.
- He went shopping.

Alışverişe gitti.

- Let's go shopping.
- Let's go shopping!

Hadi alışverişe gidelim!

- Tom went shopping.
- Tom has gone shopping.

Tom alışverişe gitti.

- They are going shopping.
- They go shopping.

Alışverişe gidiyorlar.

- They are out shopping.
- They went shopping.

Onlar alışverişe gitti.

- She has gone shopping.
- She went shopping.

- O, alışverişe gitti.
- Alışverişe gitti.

- She has gone shopping.
- She is gone shopping.

O, alışverişe gitti.

- She's a shopping addict.
- She's addicted to shopping.

O bir alışveriş bağımlısı.

- Did he go shopping?
- Did she go shopping?

Alışverişe gitti mi?

College, shopping, music.

Üniversite, alışveriş, müzik.

Tom is shopping.

Tom alışveriş yapıyor.

I went shopping.

Alışverişe gittim.

I'll go shopping.

Alışverişe gideceğim.

I love shopping!

Alışveriş yapmayı seviyorum.

I hate shopping.

Alışveriş yapmaktan nefret ediyorum.

She loves shopping.

O, alışverişi sever.

He hates shopping.

O, alışverişten nefret eder.

Tom went shopping.

Tom alışverişe gitti.

We're going shopping.

Alışverişe gidiyoruz.

We went shopping.

Alışverişe gittik.

We'll go shopping.

Alışverişe gideceğiz.

I'm appliance shopping.

Cihaz alışverişi yapıyorum.

Tom hates shopping.

Tom alışverişten nefret ediyor.

They go shopping.

Alışverişe giderler.

They'll go shopping.

Alışverişe gidecekler.

Were they shopping?

Onlar alışveriş mi yapıyorlardı?

Was she shopping?

O alışveriş ediyor muydu?

Tom loves shopping.

Tom alışveriş yapmayı sever.

Sami was shopping.

Sami alışveriş yapıyordu.

I like shopping.

Alışveriş yapmayı severim.

- Tomorrow I am going shopping.
- Tomorrow I'm going shopping.

Yarın alışverişe gidiyorum.

- Mother has gone shopping.
- My mother has gone shopping.

Annem alışverişe gitti.

- I have to go shopping.
- I need to go shopping.

Alışverişe gitmem gerekiyor.

- I've been shopping with him.
- I've been shopping with her.

Onunla birlikte alışveriş yapıyordum.

- After lunch, we went shopping.
- We went shopping after lunch.

Öğle yemeğinden sonra alışverişe gittik.

Is it going shopping?

Alışveriş yapmak mı?

She went shopping elsewhere.

O, başka bir yere alışverişe gitti.

They are out shopping.

Onlar dışarıda alışveriş yapıyorlar.

Tom went window-shopping.

Tom bir şey almadan vitrinleri gezdi.

Tom went food shopping.

Tom gıda alışverişine gitti.

My hobby is shopping.

Hobim alışveriştir.

I'm going shopping tomorrow.

Yarın alışverişe gidiyorum.

Most women enjoy shopping.

Birçok kadın alışverişi sever.

Shopping makes me happy!

Alışveriş beni mutlu ediyor!

I'm still shopping around.

Hâlâ etrafta alışveriş yapıyorum.

- I'm buying.
- I'm shopping.

Satın alıyorum.

Let's go shopping downtown.

Çarşıya alışverişe gidelim.

Jane is out shopping.

Jane alışverişe çıktı.

I'll go shopping tomorrow.

Ben yarın alışverişe gideceğim.

Do you like shopping?

Alışverişi sever misin?

Tom is out shopping.

Tom dışarıda alışveriş yapıyor.

Thank you for shopping.

Alışveriş için sana teşekkürler.

Mum's just gone shopping.

Annem az önce alışveriş yapmaya gitti.

Did you go shopping?

Alışverişe gittin mi?

Where's the shopping center?

Alışveriş merkezi nerede?

They are going shopping.

Alışverişe gidiyorlar.

My shopping bag broke.

Alışveriş çantam kırıldı.

Yoko went shopping yesterday.

Yoko dün alışverişe gitti.

Tom went shopping yesterday.

Tom dün alışverişe gitti.

Tom went shopping elsewhere.

Tom başka yere alışverişe gitti.

They aren't going shopping.

Alışverişe gitmiyorlar.

I was out shopping.

Dışarıda alışveriş yapıyordum.

We were out shopping.

Alışveriş yapmak için dışarıdaydık.

Christmas shopping is stressful.

Noel alışverişi stresli.

I went food shopping.

Yiyecek alışverişine gittim.

He hates going shopping.

Alışverişe gitmekten nefret eder.

Let's go shopping tomorrow.

Yarın alışverişe gidelim.

I just went shopping.

Ben sadece alışverişe gittim.

I did some shopping.

Biraz alışveriş yaptım.

I've done the shopping.

Alışveriş yaptım.

We went shopping yesterday.

Dün alışverişe gittik.

I don't like shopping.

Alışverişten hoşlanmam.

Sami took Layla shopping.

Sami, Leyla'yı alışverişe götürdü.

The girls went shopping.

Kızlar alışverişe gitti.

I love shopping here.

Burada alışveriş yapmayı seviyorum.

Tom is Christmas shopping.

Tom Noel alışverişi yapıyor.

Tom took me shopping.

Tom beni alışverişe götürdü.

Tom did the shopping.

Alışverişi Tom yaptı.

We went shopping together.

Biz birlikte alışverişe gittik.

Sometimes we go shopping.

Bazen alışveriş yapıyoruz.

Did he go shopping?

Alışverişe gitti mi?

I rarely go shopping.

Nadiren alışverişe çıkarım.

- I go grocery shopping every morning.
- I go shopping every morning.

- Her sabah alışverişe çıkarım.
- Her sabah alışverişe giderim.

- We go downtown to do shopping.
- We're going downtown to go shopping.

Alışveriş etmek için şehir merkezine gidiyoruz.

I went shopping last Saturday.

Geçen Cumartesi alışverişe gittim.

Where's the nearest shopping mall?

En yakın alışveriş merkezi nerede?

Mother has just gone shopping.

Annem az önce alışverişe çıktı.