Translation of "Fishing" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Fishing" in a sentence and their turkish translations:

- He loves fishing.
- He likes fishing.

O balık tutmayı seviyor.

- He went out fishing.
- He went fishing.

O dışarı balık tutmaya gitti.

- My father went fishing.
- The father went fishing.

Babam balık tutmaya gitti.

I went fishing.

Ben balık tutmaya gittim.

Fishing is fun.

Balık tutmak eğlencelidir.

Let's go fishing.

Balık tutmaya gidelim.

Tom went fishing.

Tom balık tutmaya gitti.

I'm going fishing.

Balık avlamaya gidiyorum.

He went fishing.

O balık tutmaya gitti.

He likes fishing.

O balık tutmayı seviyor.

They went fishing.

Balığa gittiler.

I like fishing.

Balık tutmayı seviyorum.

Tom loved fishing.

Tom balık tutmayı seviyordu.

He loves fishing.

O balık tutmayı seviyor.

She's going fishing.

Balık avlamaya gidiyor.

He's going fishing.

O, balığa gidiyor.

Tom loves fishing.

Tom balık tutmayı seviyor.

Tom enjoys fishing.

Tom balık tutmaktan hoşlanır.

I love fishing.

Balık tutmayı severim.

They love fishing.

Balık tutmayı seviyorlar.

- I should've gone fishing.
- I should have gone fishing.

Balık avına gitmeliydim.

- Fishing is not allowed here.
- Fishing isn't allowed here.

- Burada balık tutmak yasak.
- Burada balık tutmaya izin verilmez.

- I love fish.
- I love fishing.
- I enjoy fishing.

Balık tutmaktan hoşlanırım.

- Tom must've gone fishing.
- Tom must have gone fishing.

Tom balık tutmaya gitmiş olmalıydı.

- I like fishing.
- I like to fish.
- I love fishing.

Balık tutmayı severim.

I can't stand fishing.

Balık tutmaya tahammül edemem.

Tom has gone fishing.

- Tom balığa gitti.
- Tom balık tutmaya gitti.

I've never been fishing.

Ben hiç balık avlamıyorum.

Fishing is Tom's life.

Balıkçılık Tom'un hayatı.

He's a fishing guide.

O bir balıkçı kılavuzudur.

My hobby is fishing.

Hobim balık tutmaktır.

Come fishing with me.

Benimle balık avlamaya gel.

He has gone fishing.

O balık tutmaya gitti.

Can we go fishing?

Balık tutmaya gidebilir miyiz?

Father has gone fishing.

Baba balık tutmaya gitti.

My father went fishing.

Babam balık tutmaya gitti.

Fishing is prohibited here.

Burada balık tutmak yasaktır.

Tom is fishing now.

Tom şimdi balık tutuyor.

How was the fishing?

Balık avı nasıldı?

The father went fishing.

Babam balık tutmaya gitti.

Tom didn't go fishing.

Tom balık tutmaya gitmedi.

Tom is going fishing.

Tom balık tatmaya gidiyor.

Tom went out fishing.

Tom balık tutmak için dışarı çıktı.

Night fishing is illegal.

Gece balık avı yasadışıdır.

Tom doesn't like fishing.

Tom balık tutmaktan hoşlanmaz.

They went fishing yesterday.

Dün balığa gittiler.

Tom often goes fishing.

Tom sık sık balığa gider.

I'll probably be fishing.

Muhtemelen balık tutacağım.

Are you going fishing?

Balık tutmaya gidiyor musun?

Tom enjoys fishing trips.

Tom balık tutma gezilerinden hoşlanıyor.

Fishing has been slow.

Balık tutma yavaştı.

I often go fishing.

Sık sık balık tutmaya giderim.

I didn't go fishing.

Ben balık tutmaya gitmedim.

Sami went fishing today.

Sami bugün balığa gitti.

I don't like fishing.

Balık tutmayı sevmiyorum.

Tom also went fishing.

Tom da balık tutmaya gitti.

Tom went fishing today.

Tom bugün balık tutmaya gitti.

Tom is fishing today.

Tom bugün balık tutuyor.

Don't you like fishing?

Balık tutmayı sevmiyor musun?

Let's go fishing tomorrow.

Yarın balık tutmaya gidelim.

Come fishing with us.

Bizimle balık tutmaya gel.

Do you like fishing?

Balık tutmayı sever misin?

I like trout fishing.

Alabalık balıkçılığını severim.

- I am very interested in fishing.
- I'm very interested in fishing.

Ben balıkçılıkla çok ilgilenirim.

- We go fishing once in a while.
- We sometimes go fishing.

Bazen balık tutmaya gideriz.

- I thought I'd go fishing.
- I thought that I'd go fishing.

Ben balık tutmaya gideceğimi düşündüm.

- Tom must've gone fishing by himself.
- Tom must've gone fishing alone.
- Tom must have gone fishing by himself.

Tom tek başına balık tutmaya gitmiş olmalı.

- Tom may go fishing by himself.
- Tom might go fishing by himself.

Tom kendi başına balığa çıkabilir.

We've got a fishing hole!

Bir balık avlama deliğimiz oldu!

We've got a fishing hole.

Bir balık avlama deliğimiz oldu.

He would often go fishing.

O sık sık balık tutmaya giderdi.

I'm going fishing with him.

Ben onunla birlikte balık tutmaya gidiyorum.

Fishing is my favorite hobby.

Balık avlamak en sevdiğim hobimdir.

I used to do fishing.

Ben balıkçılık yapardım.

It's a popular fishing spot.

O popüler bir balık avlama noktasıdır.

Tom is crazy about fishing.

Tom balık avlamayı çok seviyor.

I went fishing last Monday.

Geçen pazartesi balık tutmaya gittim.

Tom won the fishing tournament.

Balık avı yarışmasını Tom kazandı.

You shouldn't go fishing today.

Bugün balık tatmaya gitmemelisin.

I go fishing every week.

Ben her hafta balık tutmaya giderim.

Every week he goes fishing.

Her hafta balığa gider.

He is fond of fishing.

O balık tutmayı sever.

Tom goes fishing quite often.

Tom, oldukça sık balık avlamaya gider.

My father's hobby is fishing.

Babamın hobisi balıkçılıktır.

I'm not good at fishing.

Balık tutmada iyi değilim.

Bring your own fishing equipment.

Kendi balıkçılık ekipmanını getir.

He went fishing in between.

O, arada balığa gitti.

Tom and Mary went fishing.

Tom ve Mary balık tutmaya gitti.

I went fishing with them.

Onlarla balık tutmaya gittim.

I went fishing with him.

Onunla balık tutmaya gittim.

I went fishing with her.

Onunla balık tutmaya gittim.

Thanks for taking us fishing.

Bizi balık tutmaya götürdüğün için teşekkürler.

Thanks for taking them fishing.

Onları balık tutmaya götürdüğün için teşekkürler.