Translation of "Blind" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Blind" in a sentence and their turkish translations:

- I'm blind.
- I am blind.

Ben körüm.

- He went blind.
- She went blind.

O kör oldu.

- I'm color-blind.
- I'm colour-blind.

Ben renk körüyüm.

- I'm nearly blind.
- I'm almost blind.

Ben neredeyse körüm.

Love is blind. Hatred is also blind.

Aşk kördür. Nefret de kördür.

Love is blind.

- Aşk kördür.
- Aşkın gözü kördür.
- Aşk, doğası gereği kördür.
- Aşk doğal olarak kördür.

Luck is blind.

Şans kördür.

Tom is blind.

Tom kördür.

I'm color-blind.

Ben renk körüyüm.

She went blind.

O kör oldu.

He went blind.

O kör oldu.

I'm not blind.

Ben kör değilim.

Tom became blind.

Tom kör oldu.

Tom went blind.

Tom kör oldu.

He's going blind.

O kör oluyor.

Are you blind?

Kör müsün?

I'm going blind.

Kör oluyorum.

I'm nearly blind.

Ben neredeyse körüm.

I'm legally blind.

Ben yasal olarak körüm.

Fadil went blind.

Fadıl kör oldu.

Sami went blind.

Sami kör oldu.

- Tom wasn't born blind.
- Tom was not born blind.

Tom doğuştan kör değildi.

She was born blind.

O âmâ olarak doğdu.

Tom is legally blind.

Tom yasal olarak kör.

I must be blind.

Kör olmalıyım.

He robbed me blind.

Beni soyup soğana çevirdiler.

She robbed me blind.

Beni göz göre göre soydu.

They robbed me blind.

Göz göre göre beni soydular.

Is your daughter blind?

Senin kızın kör mü?

Tom was born blind.

Tom doğuştan kördü.

Tom is going blind.

Tom kör oluyor.

Tom was almost blind.

Tom neredeyse kördü.

I'm completely blind now.

Ben artık tamamen körüm.

This woman is blind.

Bu kadın kördür.

I'm blind, not deaf.

Ben sağır değil körüm.

Are you truly blind?

Gerçekten kör müsün?

I didn't go blind.

Kör olmadım.

I'm not legally blind.

Yasal olarak kör değilim.

Mary was born blind.

Mary kör olarak doğdu.

Is your son blind?

Senin oğlun kör mü?

Tom is nearly blind.

Tom neredeyse kör.

Passion makes him blind.

- Tutku onu kör eder.
- Hırs onu kör eder.

I was born blind.

Ben kör doğdum.

Fadil went blind overnight.

Fadıl bir gecede kör oldu.

I wasn't born blind.

Ben kör doğmadım.

Tom has gone blind.

Tom kör oldu.

My daughter is blind.

Kızım kördür.

- They say love is blind.
- They say that love is blind.

- Aşkın kör olduğunu söylüyorlar.
- Aşkın gözü kördür derler.

- Don't forget that Tom is blind.
- Don't forget Tom is blind.

Tom'un kör olduğunu unutmayın.

- I know that Tom is blind.
- I know Tom is blind.

Tom'un kör olduğunu biliyorum.

- I think Tom is blind.
- I think that Tom is blind.

Bence Tom kördür.

- Tom and I are both blind.
- Both Tom and I are blind.

Tom ve ben ikimiz de körüz.

The blind men walked slowly.

Kör adam yavaşça yürüdü.

I'm afraid of going blind.

Kör olmaktan korkuyorum.

Guide dogs help blind people.

Rehber köpekler görme özürlü insanlara yardım ederler.

He was blind from birth.

O doğuştan kördü.

He turned a blind eye.

- O görmezden geldi.
- O, göz yumdu.
- Görmezlikten geldi.
- Görmezden geldi.

His right eye is blind.

Sağ gözü kördür.

Love isn't blind, it's retarded.

Aşk kör değildir, o engellidir.

Do you think we're blind?

Kör olduğumuzu mu sanıyorsun?

He's blind, deaf and mute.

O kör, sağır ve dilsiz.

He was not born blind.

O kör doğmadı.

We're in a blind alley.

Biz çıkmaz bir sokaktayız.

Love is making you blind.

Aşk seni kör yapıyor.

Tom is now legally blind.

Tom artık yasal olarak kör.

The poor girl went blind.

Zavallı kız kör oldu.

Her right eye is blind.

- Onun sağ gözü kördür.
- Sağ gözü kördür.

They say love is blind.

Aşk kördür derler.

How did you become blind?

Nasıl kör oldun?

Tom is blind, isn't he?

Tom kör, değil mi?

Do you think I'm blind?

Kör olduğumu mu düşünüyorsun?

- I am blind in the right eye.
- I'm blind in the right eye.

Sağ gözüm kör.

- Did you think I was blind?
- Did you think that I was blind?

Beni kör mü sandın?

- Helen Keller was blind, deaf and dumb.
- Helen Keller was blind, deaf, and dumb.

Helen Keller, kör sağır ve dilsizdi.

So dim, we are virtually blind.

O kadar soluktur ki, biz neredeyse kör oluruz.

She has been blind from birth.

O, doğuştan görme özürlüdür.

Tom went on a blind date.

Tom tanışma randevusuna gitti.

I don't want to become blind!

Kör olmak istemiyorum!

He's as blind as a bat.

O, bir yarasa kadar kör.

They met on a blind date.

Onlar bir tanışma randevusunda tanıştı.

We met on a blind date.

Bir tanışma randevusunda tanıştık.

A childhood illness left her blind.

Bir çocukluk hastalığı onu kör bıraktı.

Tom has been blind since birth.

Tom doğduğundan beri kör.

Time is blind, man is stupid.

Zaman kördür, insan aptaldır.

A blind man can't play cards.

Kör bir adam iskambil oynayamaz.

She was blind, deaf, and dumb.

O, kör sağır ve dilsizdi.

Homer was blind, it is said.

Homeros'un kör olduğu söyleniyor.

I don't go on blind dates.

Tanışma randevularına gitmem.

How can you be so blind?

Nasıl bu kadar kör olabilirsin?

He went blind from the accident.

Kaza yüzünden kör oldu.

He is blind as a mole.

O bir köstebek kadar kördür.