Examples of using "Unsolved" in a sentence and their turkish translations:
- Sorun çözümsüz kalır.
- Sorun çözülmemiş kalır.
İki sorun çözümsüz kaldı.
Gizem çözülmemiş kalıyor.
Fadıl'ın ölümü çözülmemiş kaldı.
Leyla'nın cinayeti çözülmemiş olarak kalmaya devam ediyor.
Tom'un cinayeti çözülmedi.
Sır hâlâ çözülmeden duruyor.
Onlar sorunu çözümsüz bıraktılar.
Üç tane faili meçhul hırsızlık olayımız var.
Bizim esas sorunumuz çözümsüz kalır.
Tom'un cinayeti çözülmemiş kaldı.
- Sami'nin cinayeti çözülmemiş kaldı.
- Sami'nin cinayeti faili meçhul kaldı.
Sorunları çözülmemiş olarak bırakmamalısın.
Sami çözülmemiş bir suç üzerinde çalışıyordu.
Bugün dünyanın karşı karşıya olduğu çözülmeyen sorunlar devasa,
aslında çözülemeyen sırların sebeplerinden bir tane de bu olabilir
Tam otomatik hikaye üretimi bilgisayar bilim adamları için çözülmemiş bir sorun kalmaya devam etmektedir.