Translation of "Fadil's" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Fadil's" in a sentence and their turkish translations:

Fadil's health deteriorated.

Fadıl'ın sağlığı bozuldu.

Fadil's grades dropped.

Fadıl'ın notları düştü.

Where is Fadil's truck?

Fadıl'ın kamyonu nerede?

Layla attracted Fadil's attention.

Leyla, Fadıl'ın dikkatini çekti.

Fadil's request was granted.

Fadil'in isteği kabul edildi.

Fadil's father was alcoholic.

Fadıl'ın babası alkolikti.

Fadil's mother was single.

Fadıl'ın annesi bekardı.

Fadil's double life surfaced.

Fadıl'ın ikiyüzlü yaşamı ortaya çıktı.

I love Fadil's kisses.

Fadil'in öpücüklerini seviyorum.

Fadil's neighbors called 911.

Fadıl'ın komşuları 911'i aradı.

Police searched Fadil's house.

Polis, Fadıl'ın evini aradı.

Fadil's death raised suspicions.

Fadıl'ın ölümü kuşku uyandırıyordu.

Fadil's time was up.

Fadıl'ın zamanı doluyor.

Fadil's smile was contagious.

Fadıl'ın gülümsemesi bulaşıcıydı.

Fadil's children stayed inside.

Fadıl'ın çocukları içeride kaldılar.

I remember Fadil's face.

Fadıl'ın yüzünü hatırlıyorum.

Fadil's death remained unsolved.

Fadıl'ın ölümü çözülmemiş kaldı.

That was Fadil's goal.

- Fadıl'ın amacı oydu.
- O, Fadıl'ın amacıydı.

That was Fadil's view.

Bu Fadil'in görüşüydü.

Fadil's reputation was ruined.

Fadıl'ın şöhreti yok oldu.

Sami is Fadil's sheikh.

Sami Fazıl'ın şeyhi.

Sami is Fadil's disciple.

Sami Fazıl'ın müridi.

Fadil's accounts have been closed.

Fadıl'ın hesapları kapatıldı.

Fadil's nightmare didn't end there.

Fadıl'ın kabusu orada bitmedi.

Fadil's excitement was short-lived.

- Fadıl'ın heyecanı kısa sürdü.
- Fadıl'ın heyecanı kısa ömürlüydü.

I still remember Fadil's eyes.

Hala Fadil'in gözlerini hatırlıyorum.

That was Fadil's first call.

O, Fadıl'ın ilk çağrısıydı.

I don't need Fadil's help.

Fadıl'ın yardımına ihtiyacım yok.

This is Fadil's last chance.

Bu, Fadıl'ın son şansı.

Layla was Fadil's primary girlfriend.

Leyla, Fadıl'ın ilk kız arkadaşıydı.

Detectives were watching Fadil's reactions.

Dedektifler Fadıl'ın tepkilerini izliyorlardı.

Layla is Fadil's baby girl.

Leyla, Fadıl'ın kız bebeği.

Layla fled from Fadil's house.

Leyla, Fadıl'ın evinden kaçtı.

Fadil's freedom was short-lived.

Fadıl'ın özgürlüğü kısa ömürlüydü.

Layla was Fadil's baby girl.

Leyla, Fadıl'ın kız bebeğiydi.

Fadil's bike was his joy.

Fadıl'ın bisikleti onun neşesiydi.

This is Fadil's worst nightmare.

Bu, Fadıl'ın en kötü kabusu.

Police began questioning Fadil's friends.

Polis, Fadıl'ın arkadaşlarını sorgulamaya başladı.

Fadil's family was falling apart.

Fadıl'ın ailesi dağılıyordu.

Fadil's crime was utterly terrific.

Fadıl'ın suçu son derece korkunçtu.

Fadil's senseless cruelty wasn't over.

Fadıl'ın anlamsız zulmü bitmedi.

Fadil's meds were very strong.

Fadıl'ın ilaçları çok güçlüydü.

Fadil's body was in pieces.

- Fadıl'ın cesedi parçalanmıştı.
- Fadıl'ın cesedi parçalar halindeydi.

Fadil's skull was never found.

Fadıl'ın kafatası hiç bulunmadı.

Fadil's violence was never fatal.

Fadıl'ın şiddeti ölümcül değildi.

Fadil's family is very religious.

Fadıl'ın ailesi çok dindardır.

Fadil's father-in-law died.

Fadıl'ın kayınpederi öldü.

The police exhumed Fadil's body.

Polis, Fadıl'ın cesedini mezardan çıkardı.

Layla got Fadil's special attention.

Leyla, Fadıl'ın özel ilgisini çekti.

Fadil's reaction puzzled the investigators.

- Fadıl'ın tepkisi araştırmacıları şaşırttı.
- Fadıl'ın tepkisi dedektifleri şaşırttı.

Investigators focused on Fadil's past.

Araştırmacılar Fadıl'ın geçmişi üzerine odaklandılar.

Fadil's children needed a mother.

Fadıl'ın çocuklarının bir anneye ihtiyacı vardı.

The gang became Fadil's family.

Çete, Fadıl'ın ailesi oldu.

Fadil's suicide didn't affect Layla.

Fadil'in intiharı, Layla'yı etkilemedi.

Sami is Fadil's milk brother.

Sami Fazıl'ın süt kardeşi.

Dania continued to follow Fadil's lead.

Dania, Fadil'in önderliğini takip etmeye devam etti.

Fadil's house has a back garden.

Fadıl'ın evinin bir arka bahçesi var.

Fadil's personality seemed to hypnotize Dania.

Fadıl'ın kişiliği Dania'yı hipnotize edecek gibi görünüyordu.

Fadil's body was in the garbage.

Fadıl'ın cesedi çöpteydi.

Dania wanted to be Fadil's woman.

Dania, Fadıl'ın kadını olmak istiyordu.

Fadil's body surfaced under the bridge.

Fadıl'ın cesedi köprünün altında yüzeye çıktı.

Fadil's anchor was his aunt Layla.

Fadıl'ın çıpası, teyzesi Leyla'ydı.

Layla tried to forgive Fadil's infidelity.

Leyla, Fadıl'ın ihanetini affetmeye çalıştı.

Layla is tired of Fadil's infidelity.

Leyla, Fadıl'ın sadakatsizliğinden bıkmış durumda.

The police continued searching Fadil's van.

Polis, Fadıl'ın minibüsünü aramaya devam etti.

Fadil's house became Layla's second home.

Fadıl'ın evi Leyla'nın ikinci evi oldu.

Fadil's family seemed to be cursed.

Fadıl'ın ailesi lanetli gibi görünüyordu.

Fadil's sons will go to heaven.

Fadıl'ın oğulları cennete gidecekler.

Having a family was Fadil's dream.

Bir aileye sahip olmak, Fadıl'ın rüyasıydı.

Fadil's death was no laughing matter.

Fadıl'ın ölümü gülünç bir konu değildi.

Layla was completely under Fadil's control.

Leyla tamamen Fadıl'ın kontrolü altındaydı.

Fadil's whole demeanor seemed to change.

Fadıl'ın bütün tavrı değişmiş gibi görünüyordu.

Fadil's mom loves things like that.

Fadıl'ın annesi onun gibi şeyleri sever.

Fadil's body rotted in the basement.

Fadıl'ın cesedi bodrumda çürüdü.

Fadil's family has come to town.

Fadıl'ın ailesi kasabaya geldi.

Police spotted Fadil's car near the border.

Polis, Fadıl'ın arabasını sınırın yakınında fark etti.

Fadil's and Layla's stories don't match up.

Fadıl ve Leyla'nın hikayeleri uyuşmuyor.

Fadil's body was discovered near Layla's house.

Fadıl'ın cesedi Leyla'nın evinin yakınında bulundu.

Fadil's story was highlighted in several newspapers.

Fadıl'ın hikayesi birkaç gazetede vurgulandı.

There was no love in Fadil's home.

Fadıl'ın evinde hiç sevgi yoktu.

Fadil's devastating fate finally came to light.

Fadıl'ın yıkıcı kaderi sonunda gün ışığına çıktı.

Police found Fadil's fingerprints on Dania's body.

Polis, Fadıl'ın parmak izlerini Dania'nın cesedinde buldu.

Fadil's body was find in a river.

Fadıl'ın cesedi bir nehirde bulundu.

Fadil's defense team made a surprise move.

Fadıl'ın savunma ekibi sürpriz bir hamle yaptı.

Fadil's wallet was still in his pocket.

Fadıl'ın cüzdanı hâlâ cebindeydi.

Fadil's new bride was no ordinary girl.

Fadıl'ın yeni gelini sıradan bir kız değildi

Fadil's head was found in a freezer.

- Fadıl'ın başı bir dondurucuda bulundu.
- Fadıl'ın başı bir buzdolabında bulundu.

There was nothing suspicious about Fadil's death.

Fadıl'ın ölümüyle ilgili hiçbir şüphe yoktu.

Confrontations are part of Fadil's everyday life.

Meydan okumalar Fadıl'ın gündelik hayatının bir parçasıdır.

No one was safe from Fadil's paranoia.

Kimse, Fadıl'ın paranoyasından güvende değildi.

There was blood everywhere in Fadil's house.

Fadıl'ın evinde her yerde kan vardı.

Fadil's family insisted he get psychological help.

Fadıl'ın ailesi onun psikolojik yardım almasında ısrar etti.

Fadil's betrayal should make a wife crazy.

Fadıl'ın ihanetinin bir kadın eşi deli etmesi gerekir.

Fadil's body was partially burned with gasoline.

Fadıl'ın cesedi kısmen benzinle yakıldı.

The two of them carried Fadil's body.

İkisi, Fadıl'ın cesedini taşıyordu.

Fadil's home was just five minutes away.

Fadıl'ın evi sadece beş dakika uzaktaydı.

Fadil's mother characterized him as a good boy.

Fadıl'ın annesi onu iyi bir çocuk olarak nitelendirdi.

Fadil's life turned upside down one fall day.

Fadıl'ın hayatı bir sonbahar günü tersine döndü.

Many of Fadil's friends were questioned by police.

Fadıl'ın arkadaşlarından birçoğu polis tarafından sorguya çekildi.