Translation of "Remained" in Turkish

0.088 sec.

Examples of using "Remained" in a sentence and their turkish translations:

- He remained silent.
- He remained dumb.

O sessiz kaldı.

- I remained quiet.
- I remained silent.

Sessiz kaldım.

Tom remained skeptical.

Tom kuşkulu kaldı.

He remained silent.

O sessiz kaldı.

Tom remained quiet.

Tom sessiz kaldı.

Everyone remained seated.

Herkes oturmuş kaldı.

Everyone remained calm.

Herkes sakin kaldı.

We remained silent.

Biz sessiz kaldık.

Tom remained silent.

Tom sessiz kaldı.

Everyone remained standing.

Herkes ayakta kaldı.

Tom remained calm.

Tom sakin kaldı.

Tom remained motionless.

Tom hareketsiz kaldı.

Tom remained puzzled.

Tom şaşkın kaldı.

Tom remained standing.

Tom ayakta kaldı.

Tom remained stoic.

Tom sabırlı kaldı.

Tom remained optimistic.

Tom iyimser kaldı.

Tom remained outside.

Tom dışarıda kaldı.

Jefferson remained calm.

Jefferson sakin kaldı.

We remained friends.

Biz arkadaş kaldık.

I remained quiet.

Ben sessiz kaldım.

I remained behind.

Ben arkada kaldım.

I remained seated.

Ben oturmuş kaldım.

I remained standing.

Ben ayakta kaldım.

They remained silent.

Sessiz kaldılar.

Nothing remained there.

Orada bir şey kalmadı.

- Tom remained calm.
- Tom remained cool.
- Tom stayed calm.

Tom harika kaldı.

Tactical instinct remained superb.

taktik içgüdüsü mükemmel kalmaya devam etti.

Our friendship remained firm.

Bizim dostluğumuz güçlü kaldı.

The door remained closed.

Kapı kapalı kaldı.

The lady remained silent.

Bayan sessiz kaldı.

The boy remained silent.

Çocuk sessiz kaldı.

Two problems remained unsolved.

İki sorun çözümsüz kaldı.

They remained sitting there.

Onlar orada oturmaya devam ettiler.

He always remained poor.

O her zaman fakir kaldı.

His car remained locked.

Onun arabası kilitli kaldı.

The weather remained rainy.

Hava yağmurlu kaldı.

Two seats remained vacant.

İki koltuk boş kaldı.

They remained good friends.

Onlar iyi arkadaş kaldı.

The wind remained calm.

Rüzgar sakin kaldı.

Tom remained utterly calm.

Tom tamamen sakin kaldı.

The passengers remained calm.

Yolcular sakin kaldılar.

The soldiers remained still.

Askerler sessiz kaldılar.

I remained extremely unsatisfied.

Son derece tatminsiz kaldım.

Tom remained perfectly still.

- Tom tamamen hareketsiz kaldı.
- Tom tamamen sessiz kaldı.

They remained in Tennessee.

Onlar Tennessee'de kaldılar.

Racial tensions remained high.

Irkçı gerilimler yüksek kaldı.

I have remained speechless.

Sessiz kaldım.

Tom always remained poor.

Tom her zaman fakir kaldı.

The investigation remained open.

Soruşturma açık kaldı.

Fadil's death remained unsolved.

Fadıl'ın ölümü çözülmemiş kaldı.

Tom remained in Boston.

Tom Boston'da kaldı.

Sami remained in prison.

Sami hapishanede kaldı.

Certain questions remained unanswered.

Bazı sorular yanıtsız kaldı.

- Tom remained poor all his life.
- Tom remained poor his whole life.

Tom hayatı boyunca fakir kaldı.

Yet I remained profoundly disconnected.

hâlâ onlardan derinden kopuktum.

The front door remained locked.

Ön kapı kilitli kaldı.

Lots of leftovers remained inside.

Çok miktarda yemek artığı içeride kaldı.

The shabby compartment remained vacant.

Eski püskü kompartıman boş kaldı.

She remained silent all day.

O, bütün gün sessiz kaldı.

All of them remained silent.

Onların hepsi sessiz kaldılar.

He remained a poor man.

O, fakir bir adam kaldı.

He remained abroad later on.

Daha sonra yurt dışında kaldı.

The president remained in bed.

Başkan yatakta kaldı.

Nothing remained in the refrigerator.

- Buzdolabında hiçbir şey kalmadı.
- Buzdolabında hiçbir şey kalmamıştı.

She remained unmarried until death.

O ölene kadar bekar kaldı.

The neglected room remained unoccupied.

İhmal edilen oda boş kaldı.

The young girl remained silent.

Genç kız sessiz kaldı.

Tom remained quiet a moment.

Tom bir an sessiz kaldı.

An interesting question remained unanswered.

İlginç bir soru cevapsız kaldı.

Tom remained in Mary's radar.

Tom, Mary'nin radarında kaldı.

I remained where I was.

Olduğum yerde kaldım.

Tom remained on the train.

Tom trende kaldı.

Tom remained there until 2013.

Tom 2013 yılına kadar orada kaldı.

Only seven Senators remained undecided.

Sadece yedi senatör kararsız kaldı.

There remained only the cherries.

Sadece kirazlar kaldı.

Tom remained silent all day.

Tom bütün gün sessiz kaldı.

Still, many investors remained wary.

Yine de birçok yatırımcı temkinli kalmaya devam etti.

Tom's murder has remained unsolved.

Tom'un cinayeti çözülmemiş kaldı.

Sami remained in his room.

Sami odasında kaldı.

Sami remained in the cult.

Sami tarikatta kaldı.

Sami's innocence remained in doubt.

Sami'nin masumiyeti şüphe içinde kaldı.

I remained until Tom arrived.

Tom gelene kadar kaldım.

The door remained closed before her.

Ondan önce kapı kapalı kaldı.

The door remained closed all day.

Kapı bütün gün kapalı kaldı.

He remained faithful to the last.

O sonuna kadar sadık kaldı.

He remained abroad ever since then.

O zamandan beri yurt dışında kaldı.

After everyone left, he remained, friendless.

Herkes gittikten sonra, o arkadaşsız kaldı.

Tom remained single his whole life.

Tom bütün hayatı boyunca yalnız kaldı.

- They remained friends.
- They stayed friends.

Onlar arkadaş kaldı.

He remained poor all his life.

- O, bütün hayatı boyunca fakir kaldı.
- Ömrü boyunca fakirliği bitmedi.

He remained steadfast to his principles.

O prensiplerine sadık kaldı.

He remained dumb during this discussion.

Bu tartışma sırasında o sessiz kaldı.

The house remained closed ever since.

Ev o zamandan beri kapalı kaldı.

Tom remained in England ever since.

Tom o zamandan beri İngiltere'de kaldı.