Translation of "Trivial" in Turkish

That's a trivial error.

O önemsiz bir hata.

The proof is trivial.

Kanıt önemsiz.

That is a trivial problem.

O önemsiz bir sorundur.

This isn't a trivial matter.

Bu önemsiz bir konu değildir.

Writing with chalk is trivial.

Tebeşirle yazmak saçmadır.

This is a trivial matter.

Bu önemsiz bir mesele.

This is no trivial accomplishment.

Bu önemsiz bir başarı değil.

It is a trivial matter.

Bu önemsiz bir konu.

This isn't a trivial number.

Bu önemsiz bir sayı değildir.

This isn't a trivial point.

Bu önemsiz bir nokta değil.

Finding an optimal solution isn't trivial.

En uygun çözümü bulmak önemsiz değildir.

Let's not quibble over trivial matters.

Önemsiz konularda kelime oyunu yapmayalım.

- A trivial problem does not require a long cogitation.
- A trivial problem doesn't require long contemplation.

Önemsiz bir problem, uzun tefekküre ihtiyaç duymaz.

Don't worry about such a trivial problem.

Böyle önemsiz bir sorun hakkında endişelenmeyin.

Both the proof and solution are trivial.

Hem kanıt hem de çözüm önemsiz.

Forget it, those are just trivial details.

Unut gitsin, bunlar sadece önemsiz ayrıntılar.

The conclusion may seem trivial: Esperanto exists.

Sonuç önemsiz görünebilir: Esperanto vardır.

The agitator is inclined to exaggerate trivial matters.

- Tahrikçi önemsiz konuları abartma eğilimindedir.
- Provokatör önemsiz konuları abartma eğiliminde olur.

Don't bother your parents with such a trivial thing.

Anne babanı böyle saçma bir şeyle rahatsız etme.

A trivial problem does not require a long cogitation.

Önemsiz bir sorun uzun bir düşünme gerektirmez.

Some people feel that all this is a trivial issue.

Bazı insanlar tüm bunların sıradan bir mesele olduğunu düşünüyor.

A straight line is a trivial example of a curve.

Düz bir çizgi bir eğrinin önemsiz bir örneğidir.

My brother-in-law easily loses his temper from trivial matters.

Kayınbiraderim önemsiz konulardan kolayca sinirlenir.

This might be a trivial thing for you, but it's a very important thing for me.

Bu senin için önemsiz bir şey olabilir ama benim için çok önemli bir şey.

In fact, this does not seem to be true at all, except in a very trivial sense.

Aslında, bu çok önemsiz bir anlamda hariç, hiç doğru gibi görünmüyor.