Translation of "Chalk" in Turkish

I need chalk.

Benim tebeşire ihtiyacım var.

That chalk isn't yellow.

O tebeşir sarı değildir.

You're comparing chalk and cheese!

Sen tebeşir ve peyniri karşılaştırıyorsun!

Writing with chalk is trivial.

Tebeşirle yazmak saçmadır.

That's a piece of chalk.

Bu bir tebeşir parçası.

Do you have some chalk?

Tebeşirin var mı?

Bring me a piece of chalk.

Bana bir parça tebeşir getir.

Give me two pieces of chalk.

Bana iki parça tebeşir ver.

Give me three pieces of chalk.

Bana üç parça tebeşir ver.

Give me a piece of chalk.

Bana bir parça tebeşir verin.

Bring me two pieces of chalk.

Bana iki parça tebeşir getir.

He took out a piece of chalk.

- O, bir parça tebeşir aldı.
- Bir parça tebeşir aldı.

Please bring me two pieces of chalk.

Lütfen bana iki parça tebeşir getir.

It is not easy to write in chalk.

Tebeşirle yazmak kolay değil.

Tom threw a piece of chalk at me.

Tom bana bir parça tebeşir attı.

Children are drawing on the pavement with chalk.

Çocuklar tebeşirle kaldırımın üzerini çiziyor.

Tom is drawing on the wall with white chalk.

Tom beyaz tebeşirle duvarda resim çiziyor.

Tom and his brother are like chalk and cheese.

Tom ve erkek kardeşi gece ile gündüz gibiler.

The children drew pictures on the sidewalk with chalk.

Çocuklar kaldırım üzerine tebeşirle resimler çizdiler.

I hate chalk. It leaves powder on your hands.

Tebeşirden nefret ederim. Elinde toz bırakır.

Take this piece of chalk and write on the blackboard.

Bu tebeşiri al ve tahtaya yaz.

What I can't bear is the sound of chalk squeaking on a chalkboard.

Dayanamadığım şey, kara tahtada gıcırdayan tebeşirin sesidir.

When it comes to personality, Tom and Mary are as different as chalk and cheese.

Kişiliğe gelince, Tom ve Mary tebeşir ve peynir kadar farklı.

- You're comparing chalk and cheese!
- You're comparing apples and oranges!
- You are comparing apples and oranges.

Sen elmalarla portakalları karşılaştırıyorsun!