Examples of using "Regulations" in a sentence and their turkish translations:
1. ŞEHİR PLANLAMA DÜZENLEMELERİ
Sen kurallardan nefret ediyorsun.
Düzenlemeler verimliliğe zarar verir.
Düzenlemeler kârlara zarar verir.
Tüzükler tüketicileri korur.
Düzenlemeler işçileri korur.
Yönetmelikler ekonomiye zarar verir.
Yeterli yönetmelikler yok.
Bu düzenlemeler sürdürülemez.
Kurallara uymalısınız.
Düzenlemeler olmamalıdır.
Düzenlemeler ekonomiyi öldürüyor.
Düzenlemeler ekonomimizi öldürüyor.
VERGİLER, DÜZENLEMELER VE EKONOMİK YAŞAM STANDARTLARI
Yönetmelikleri çiğnememelisiniz.
Kurallara uymalıyız.
İthalat düzenlemeleri son zamanlarda gevşetilmiştir.
Senin kuralların benim için geçerli değil.
Düzenlemelere uymalısınız.
Yönetmeliklerin ne söyledikleri umurumda değil.
Buradaki trafik kurallarını bilmiyorum.
Her öğrencinin okul yönetmeliklerini bilmesi gerekiyor.
Ticaret, yönetmelikler ile ilgili beş politika maaşlar ve refah.
Yeni trafik düzenlemeleri yarın yürürlüğe giriyor.
Tüm öğrencilerin okul yönetmeliklerini bilmesi gerekiyor.
İhracat işletmeleri için yeni düzenlemeler olmalı.
Bu kurallar öğrenciler tarafından incelenmeli.
Bu kurallar bir tek istisna olmadan herkes için geçerlidir.
Yönetmeliklere uymalıyız.
Onlar bu düzenlemelerin çoğunu kaldırmayı planlıyorlar.
Hayvanlarla ilgili düzenlemelerin olduğunu çok iyi bilirsiniz.
Başka bir yönü de, tüm düzenlemeler Çin yasalarına göre olacak.
karar vermek için bir komite kurdu.
İlk olarak birkaç yeni düzenlemeyi duyurmak istiyorum.
sözü var. Buna karşın, Fransa'da tüm sosyal politikalar merkezi
Ayrıca, meslekler için daha az düzenleme var. Örneğin Nevada, Lousiana ya da
kendi düzenlemeleri, neredeyse kanunları bile var. Ve tahmin edebileceğiniz gibi bunlar iş etkinliğini
yüksek vergilerden ve her türlü düzenlemelerden bunalmış bir dünyada, Dubai otoriteleri
Biz şirketin kural-düzenine uygun bir halde çalışmalıyız.
Güne George Soros'la toplantı yaparak başladı. Toplantıda kenevir ve ilgili piyasa düzenlemeleri
2. sorun ise piyasadaki düzenlemeler o kadar karışık ki zorla yürüyor.
yönetmelikler, herkesin iş kurması Bir tek yapmadan önce bile vergi ödemek zorunda
Biz kurallara uymalıyız.
Trafik kurallarına uymalıyız.