Translation of "Traveled" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Traveled" in a sentence and their turkish translations:

- I traveled about Europe.
- I traveled around Europe.

Avrupa civarında seyahat ettim.

We traveled together.

Birlikte seyahat ettik.

Layla traveled alone.

Leyla yalnız seyahat ediyordu.

Tom traveled alone.

- Tom yalnız yolculuk etti.
- Tom yalnız yolculuk ediyordu.

They traveled together.

Birlikte seyahat ettiler.

Sami traveled alone.

Sami yalnız seyahat ediyordu.

- I have traveled many times.
- I've traveled many times.

Ben birçok kez seyahat ettim.

We traveled backpacker style

Sırt çantasıyla seyahat ettik,

I traveled by myself.

Tek başıma seyahat ettim.

She traveled around Japan.

O, Japonya'da dolaştı.

I traveled to Paris.

Ben Paris'e gezi yaptım.

The car traveled quickly.

Araba hızla seyahat etti.

I traveled on foot.

Yaya olarak dolaştı.

You traveled by train.

Sen trenle seyahat ettin.

He traveled by boat.

O, tekne ile seyahat etti.

She traveled by bus.

O, otobüsle seyahat etti.

They traveled by car.

Arabayla seyahat ettiler.

He traveled on business.

O, iş için seyahate gitti.

We traveled on foot.

Biz yaya gezdik.

Tom traveled around Europe.

Tom Avrupayı gezdi.

I traveled to Boston.

Boston'a gittim.

Tom traveled first class.

Tom birinci sınıf seyahat etti.

Tom traveled to Boston.

Tom Boston'a gitti.

We traveled around Australia.

Biz Avustralya'yı dolaştık.

I've never traveled abroad.

Hiç yurt dışına seyahat etmedim.

Sami traveled a lot.

Sami çok seyahat ediyordu.

Sami traveled first class.

Sami birinci sınıf yolculuk ediyordu.

Sami traveled for work.

Sami iş için seyahat ediyordu.

Tom traveled around Turkey.

Tom Türkiye'yi gezdi.

- She has traveled in foreign parts.
- She has traveled in foreign countries.

O, yabancı ülkelerde dolaştı.

We traveled to 48 countries.

48 ülkeye yolculuk ettik.

Many have traveled for miles.

Çoğu kilometrelerce yol tepmiştir.

He traveled about the world.

O, dünyayı gezdi.

He traveled around the country.

O, ülkeyi dolaştı.

He traveled all over Europe.

O, bütün Avrupa'yı gezdi.

He traveled under another name.

O başka bir isim altında seyahat etti.

She traveled around the world.

O, dünyanın dört bir yanını gezdi.

We traveled in South America.

Güney Amerika'da seyahat ettik.

Have you traveled anywhere recently?

Son zamanlarda bir yere seyahat ettiniz mi?

Have you ever traveled alone?

Hiç tek başına seyahat ettin mi?

Tom and I traveled together.

Tom ve ben birlikte seyahat ettik.

I've never traveled by train.

Ben hiç trenle seyahat etmedim.

Tom traveled to another dimension.

- Tom başka bir boyuta gitti.
- Tom başka bir boyuta geçti.

I traveled all through France.

Fransa'yı tamamiyle seyahat ettim.

I traveled all through Spain.

Ben bütün İspanya'yı dolaştım.

I traveled all around Russia.

Rusya'yı çepeçevre seyahat ettim.

He traveled around the world.

O, dünyanın dört bir yanını gezdi.

He traveled throughout the country.

O, ülke çapında seyahat etti.

He traveled west by train.

O trenle batıya seyahat etti.

We've traveled all around Europe.

Avrupayı çepeçevre seyahat ettik.

Tom has traveled around Australia.

Tom, Avustralya'yı dolaştı.

Tom traveled around the world.

Tom dünyayı gezdi.

Tom has traveled a lot.

Tom çok seyahat etti.

Sami traveled with his dog.

Sami köpeği ile yolculuk ediyordu.

So I traveled back to Berlin.

Bu yüzden Berlin'e geri döndüğümde

In 2017, I traveled to Mississippi,

2017 yılında, bir grup otomobil fabrikası işçisinin

Last summer I traveled to Italy.

Geçen Yaz İtalya'ya seyahat ettim.

We traveled to Mexico by plane.

Biz uçakla Meksika'ya gittik.

Last year, we traveled to London.

Geçen yıl, biz Londra'ya gezi yaptık.

He traveled all over the world.

O, tüm dünyayı gezdi.

Have you ever traveled by air?

Hiç hava yoluyla seyahat ettiniz mi?

She traveled all over the world.

O, tüm dünyayı gezdi.

Last year, I traveled to Japan.

Geçen yıl Japonya'ya seyahat ettim.

I traveled at my own expense.

Ben kendi paramla seyahat ettim.

We traveled westwards for 100 miles.

Biz batıya doğru 100 mil seyahat ettik.

We often have traveled to Tokyo.

Biz sık sık Tokya'ya seyahat ederiz.

We have often traveled to Tokyo.

Biz sık sık Tokyo'ya seyahat ettik.

Tom traveled under an assumed name.

Tom takma bir isim altında seyahat etti.

The news traveled all around Europe.

- Haber Avrupa genelinde yayıldı.
- Haber tüm Avrupa'yı dolaştı.

We traveled together for three months.

Üç ay birlikte seyahat ettik.

Tom traveled all over the country.

Tom ülke genelinde seyahat etti.

I traveled all through the Netherlands.

Bütün Hollanda'yı dolaştım.

I have traveled all over Australia.

Bütün Avustralya'da seyahat ettim.

He traveled in a special train.

O, özel bir trenle seyahat etti.

I traveled to Italy last summer.

Geçen yaz İtalya'ya seyahat ettim.

Tom and Mary traveled around Japan.

Tom ve Mary Japonya etrafında seyahat etti.

Tom has traveled around the world.

- Tom dünyayı dolaştı
- Tom dünyayı dolaştı.

I traveled through all of Italy.

İtalya'nın tümünü dolaştım.

Tom traveled alone for three weeks.

Tom üç hafta boyunca yalnız seyahat etti.

Tom has traveled all over Europe.

Tom bütün Avrupa'da seyahat etti.

Fadil traveled from state to state.

- Fadıl eyaletten eyalete seyahat etti.
- Fadıl devletten devlete gitti.

Tom and I often traveled together.

Tom ve ben sık sık birlikte seyahat ettik.

The two of us traveled together.

İkimiz birlikte seyahat ettik.

Tom and Mary probably traveled together.

Tom ve Mary muhtemelen birlikte seyahat ettiler.

Sami traveled from state to state.

Sami eyaletten eyalete yolculuk ediyordu.

She had never traveled by subway.

- O, asla metroyla seyahat etmedi.
- O, asla metroyla yolculuk yapmadı.

Tom traveled a lot last year.

Tom geçen sene çok seyahat etti.

- Tom did a lot of traveling.
- Tom has traveled a lot.
- Tom traveled a lot.

Tom çok seyahat yaptı.

- Tom and Mary never should've traveled together.
- Tom and Mary never should have traveled together.

Tom ve Mary asla birlikte seyahat etmemeliydi.

- I've never traveled by airplane.
- I have never travelled by plane.
- I've never traveled by plane.

Uçakla yolculuk etmedim hiç.

Now since I've personally traveled this journey

Üçüncü dünya yoksulluğundan konforlu bir orta sınıfın varlığına

I traveled to a school in Kenya,

Kenya'da bir okula gittim

We traveled around the country by car.

Arabayla ülkeyi gezdik.