Translation of "Toe" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Toe" in a sentence and their turkish translations:

His toe bleeds.

Parmağı kanıyor.

Tom stubbed his toe.

Tom ayak parmağını çarptı.

My toe started bleeding.

Ayak parmağım kanamaya başladı.

My little toe hurts.

Küçük ayak parmağım ağrıyor.

Show me your toe.

Bana ayak parmağını göster.

I broke my toe.

Ayak parmağımı kırdım.

I just stubbed my toe.

Az önce ayak parmağımı çarptım.

My toe is fine now.

Ayak parmağım şu anda iyi.

My toe began to bleed.

Ayak parmağım kanamaya başladı.

Which toe am I touching?

Hangi ayak parmağınıza dokunuyorum?

- He stood face to face with his enemy.
- He stood toe to toe with his enemy.

O, düşmanıyla yüzleşti.

Tom dipped his toe into the water.

Tom ayak parmağını suyun içine daldırdı.

Mary dipped her toe into the water.

Mary ayak parmağını suya daldırdı.

Tom tested the bath's temperature with his toe.

Tom ayak parmağıyla banyonun sıcaklığını test etti.

The big toe on my right foot hurts.

Sağ ayağımdaki baş parmak acıyor.

The thief stubbed his toe on the door.

Hırsız ayak parmağını kapıya çarparak incitti.

I have a pain in my little toe.

- Küçük ayak parmağımda ağrı var.
- Küçük ayak parmağımda bir ağrı var.

Mary tested the bath's temperature with her big toe.

Mary ayak başparmağı ile banyonun sıcaklığını test etti.

I felt excruciating pain in my left big toe.

Sol ayak parmağımda ızdıraplı bir acı hissettim.

I am dressed in red from head to toe.

Tepeden tırnağa kadar kırmızı giyinmiştim.

That affects all of my muscles from head to toe.

baştan ayağa tüm kasları etkiliyor.

I accidentally kicked a large rock and broke my toe.

Yanlışlıkla büyük bir kayaya tekme attım ve baş parmağımı kırdım.

Tom also broke his big toe on his right foot.

Tom ayrıca sağ ayağındaki ayak başparmağını kırdı.

- My toe is fine now.
- My finger is fine now.

Parmağım şu anda iyi.

Tom has a pain in his big toe on his right foot.

Tom'un sağ ayağının baş parmağı ağrıyor.

When Tom put his foot into the stream, he felt something bite his toe.

Tom ayağını dereye koyduğunda ayağını ısıran bir şey hissetti.