Examples of using "Stew" in a sentence and their turkish translations:
Güveç yaptım.
Tom güvecin tadına baktı.
Bu güveçte ne var?
Güveç lezzetli kokuyor.
Güvecin tadına baktım.
Güveç hâlâ sıcak.
Tom akşam yemeği için güveç yaptı.
Ben güveç yapmaya başladım.
Tom bizim için güveç yapıyor.
Tom güvecin tadına baktı ve kaşlarını çattı.
Tom yahniye brokoli ekledi.
"Ve mösyö için?" "Bir dana yahni!"
Güveci karıştırmayı unutma.
Öğle yemeği için sığır eti güveç yedim.
Güveçte bir şey ters gitti.
Güveç hiç fena değildi.
Sığır eti güveci nasıl hazırlarsın?
Tom bütün güveci yedi mi?
Akşam yemeği için güveç yapmayı düşünüyorum.
Bence Tom yahniyi beğenmedi.
Sığır güvecini nasıl seversin?
- Bu güveç biraz fazla tuzlu.
- Bu yahni biraz fazla tuzlu.
Güveç henüz yemek için hazır değil.
Güveç bana yaramamış olmalı.
Tom ve ben akşam yemeği için güveç yedik.
Güveç yapmayı bilmiyorum.
Tom güveci buzdolabına koydu.
Tom güveci tencereden yedi.
Tom'un Mary'nin yaptığı güveçten hoşlanmayacağını biliyorum.
Tom doğrudan çanaktan güveç yedi.
Sadece güvece birkaç patates ekledim.
Yahniye çok fazla havuç koydun.
Tom, güvece bazı ilginç baharatlar ekledi.
Tom Mary'nin güveç yapma tarzından hoşlanmıyor.
Tom Güvece çok çok fazla tuz koydu.
Bu yahnide bana yardım edebilir misin?
Tom'un yaptığı güveci gerçekten beğenmedim.
Tom'un yaptığı yahniyi nasıl buldun?
Tom'un dün gece yaptığı güveç iğrençti.
Güvecinin geri kalanını yiyecek misin?
Güveç için et almaya gideceğim.
Mary güveç pişiriyor ve Tom bir salata yapıyor.
Tom havuçları doğradı ve onları güvece ilave etti.
Güvecinin geri kalan kısmını yemeyecek misin?
Sizin için daha kolay olan spagetti yapmak mı yoksa güveç yapmak mı?
Mary'nin güveci o kadar lezzetliydi ki Tom ikinci bir porsiyon aldı.
Güvece biraz daha tuz koyabileceğimi düşündüm.
Akşam yemeği için kalmaya ne dersiniz? Ben büyük bir kap güveç yapıyorum.
Daha az tuzlu olsaydı Tom güveci yiyebilirdi.
Birkaç gün önce yaptığımız güveci yiyoruz.
Tom, Mary'nin yaptığı güveci yemediğini söyledi.
Tom, Mary'nin onun içine havuç koymazsa güveci yemesinin mümkün olmayacağını biliyordu.