Examples of using "Snooze" in a sentence and their turkish translations:
Uyursan, kaybedersin.
- Meryem snooze tuşuna vurdu.
- Meryem alarm erteleme düğmesine hiddetle bastı.
Tom'un dersi bir uyuklamaydı.
Biraz daha kestirmek istiyorum.
Sanırım bir süre uyuyacağım.
Tom genellikle öğle yemeğinden sonra kısa bir şekerleme yapar.
Erteleme düğmesine bastım ve tekrar yatmaya gittim.
Tom bir şekerleme yapıyordu.
Alarmlı saatlerden önce insanlar belli bir saatte kalkmak için muma çivi sokuyorlardı. Hatta kısa aralıklarla çok sayıda çivi kullanarak alarm erteleme fonksiyonu yapmak bile mümkündü.