Translation of "Short" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Short" in a sentence and their turkish translations:

- Life is short.
- Life's short.

Hayat kısa.

- I am short.
- I'm short.

Ben kısayım.

- I'm very short.
- I'm pretty short.

Ben oldukça kısayım.

In short

kısacası

- It is very short.
- It's very short.

O çok kısa.

- I am too short.
- I'm too short.

Ben çok kısayım.

- This is too short.
- It's too short.

Bu çok kısa.

- She has short hair.
- He has short hair.

Onun saçı kısa.

- Tom is awfully short.
- Tom is very short.

Tom'un boyu çok kısa.

- I am short of money.
- I'm very short of money.
- I'm short of money.

Param yok.

In short, insecticide

yani kısacası böcek ilacı

I'm very short.

Çok kısayım.

He stopped short.

O aniden durdu.

It's too short.

Bu çok kısa.

I'm not short.

Ben kısa değilim.

We're short-handed.

Personel eksikliğimiz var.

Are you short?

Kısa boylu musun?

Life is short.

- Hayat kısadır.
- Yaşam kısadır.

I'm short-handed.

Benim personelim yetersiz.

Tom is short.

Tom kısa.

Write short sentences!

Kısa cümleler yaz!

Time is short.

Zaman kısa.

- We are short of money.
- We're short of money.

Bizim paramız yok.

- I like short hair.
- I like the short hairstyle.

Kısa saç stilini severim.

Tom is short, but not as short as Mary.

Tom kısa ama Mary kadar kısa değil.

- I am short of money.
- I'm short of money.

Param yok.

- All her sentences are short.
- All his sentences are short.

Onun bütün cümleleri kısadır.

- Let's take a short break.
- Let's take a short pause.

Kısa bir ara verelim.

In my short life.

beni yüreklendirmeleridir.

"This is too short"

"Bu çok kısa"

short for "Gangster Quinn."

"Gangster Quinn"in kısaltması.

Short pleasure, long repentance.

Kısa zevk, uzun tövbe.

How short life is!

Hayat ne kadar kısa!

We're short of something.

Bazı şeylerimiz eksik.

Write a short essay.

Kısa bir deneme yaz.

Time is getting short.

Vakit azalıyor.

Oil is running short.

Yağ azalıyor.

She has short hair.

Onun kısa saçı vardır.

She likes short skirts.

O, kısa etekleri sever.

In short, I disagree.

Kısacası, ben katılmıyorum.

The hair is short!

Saç kısa!

People have short memories.

İnsanların zayıf hafızaları vardır.

Don't sell yourself short.

Kendini ucuza satma.

You add short examples.

Kısa örnekler ekliyorsun.

We're short on time.

Az zamanımız var.

She's short, but fat.

O kısa ama şişman.

She's slim, but short.

O zayıf ama kısa.

She's short and fat.

O kısa ve şişman.

He's short and fat.

O kısa ve şişman.

But life is short!

Fakat hayat kısa!

You're short, aren't you?

Sen kısasın, değil mi?

The battle was short.

Savaş kısaydı.

Tom has short legs.

Tom'un kısa bacakları var.

Time is running short.

Zaman azalıyor.

I like short hair.

Kısa saç seviyorum.

The ruler is short.

Cetvel kısadır.

Luke has short hair.

Luke'un kısa saçı var.

Life is very short.

Hayat çok kısa.

Short sentences are better.

Kısa cümleler daha iyi.

Illusions are short lived.

İllüzyonlar kısa ömürlüdür.

Here's a short list.

İşte kısa bir liste.

It's a short walk.

Bu kısa bir yürüyüş mesafesindedir.

Life is too short.

- Hayat çok kısa.
- Yaşam fazla kısadır.

I have short arms.

- Benim kısa kollarım var.
- Kollarım kısa.

Tom is awfully short.

- Tom korkunç derecede kısa.
- Tom'un boyu çok kısa.
- Tom aşırı kısa boylu.

Tom is very short.

- Tom çok kısa.
- Tom'un boyu çok kısa.

Happiness was short-lived.

Mutluluk kısa sürdü.

I like short poems.

Kısa şiirleri severim.

Tom has short hair.

Tom'un kısa saçı var.

We're obviously short-handed.

Elemanımızın az olduğu apaçık.

I'm short of breath.

Soluk alamıyorum.

I'm pretty short-tempered.

Ben oldukça asabiyim.

I have short hair.

Kısa saçlarım var.

I have short legs.

Kısa bacaklarım var.

It's a short flight.

- Kısa bir uçuş.
- Kısa mesafeli bir uçuş.

Tom writes short stories.

- Tom kısa öyküler yazıyor.
- Tom kısa öyküler yazar.

Sami was really short.

- Sami gerçekten kısaydı.
- Sami hakikaten kısaydı.

Human life is short.

İnsan ömrü kısadır.

She writes short stories.

- Kısa hikâyeler yazıyor.
- Kısa öykü yazıyor.

- I should've worn short sleeves.
- I should have worn short sleeves.

Kısa kollu giymeliydim.

- I know that life is short.
- I know life is short.

Yaşamın kısa olduğunu biliyorum.

- We are short of time, Tom.
- We're short of time, Tom.

Çok vaktimiz yok, Tom.

- I am running short of money.
- I'm running short of money.

Param tükeniyor.

- I have run short of money.
- I've run short of money.

Param tükendi.