Examples of using "Sea" in a sentence and their turkish translations:
O denize Akdeniz denir.
Lut Gölü deniz seviyesinin altında bulunur.
Deniz halkları, deniz yükseliyor.
Denizde yüzmek, denize sahip olmanın anlamına gelmez.
O bir deniz kabuğunda denizi dinliyordu.
İlki deniz seviyesi yükselmesi.
Deniz sakin.
Deniz kızgın.
Deniz çarşaf gibiydi.
Deniz yeşil.
Deniz derindir.
Deniz berrak değil.
Deniz mavidir.
O, deniz kabukları satar.
Deniz köpürüyor.
Deniz sakindi.
Deniz haşindir.
Deniz su samurları sevimlidir.
Deniz harika değil mi?
500'den fazla bebek deniz kaplumbağası denize bırakıldı.
bir denize göre çok fazla derin
Deniz çok geniş.
Gemi denizde.
Gemi denizdeydi.
O, denizden korkar.
Balık denizde yaşar.
O, yüzünü denize doğru döndü.
Mary bir deniz kestanesidir.
Bugün deniz sıcaktı!
Birçok erkek denizde öldü.
Atlantis denize battı.
Bunu deniz postasıyla gönderin.
Deniz çok derin.
Denizde yüzdüm.
Bill denizin yanında yaşıyor.
Balık denizde yaşar.
O, mavi denize ulaştı.
Japonya denizle çevrilidir.
Deniz çok düzdü.
- Evim denize bakıyor.
- Evim full deniz manzaralı.
Biz deniz kenarında yaşıyoruz.
Mallar deniz yoluyla gelir.
Denizi sever misin?
Deniz bugün sıcaktı.
Deniz çok yeşil.
Deniz suyu saydam değildir.
Deniz kaplumbağalarının dişleri yoktur.
Bu otel denize bakıyor.
Deniz kaplumbağaları muhteşem yaratıklardır.
Biz denizde yüzdük.
Deniz seviyesi yükseliyor.
Deniz gibi kokuyor.
- Denizi hiç görmedim.
- Ben hiç deniz görmedim.
Tom denize indi.
Bazı çocuklar denizde yüzüyor.
İrlanda ve İngiltere deniz ile ayrılır.
Fırtına sonrası deniz sakindi.
Bazı çocuklar denizde yüzüyorlar.
Geceleri deniz...
Balık denizde yaşar.
Deniz sakin ve yumuşak görünüyor.
Deniz sakinlikten uzak.
Deniz gittikçe vahşileşti.
Güneş denizden yükseldi.
Denizden gelen rüzgar nemlidir.
Betty dün denize gitti.
Tekne denize doğru sürüklendi.
İnsanlar denize Akdeniz derler.
Uçurum deniz üzerinde duruyor.
O, denize gitmek istedi.
Kuşlar denizi geçti.
Denizdeki fırtına ilerlememizi engelledi.
Ben denize baktım.
Biz denizin yanıbaşında yaşadık.
Denizde yüzmeye gittim.
Deniz haşin bir metrestir.
Denizde yüzmeyi severim.
Gemi denizde battı.
Deniz kaplumbağalarının uzun bir ömrü vardır.
Ermenistan'da deniz yoktur.
Deniz teknelerle doluydu.
O, denizde babasını kaybetti.
O denizde babasını kaybetti.
O, denize çıplak daldı.
Deniz köpek balıklarıyla istila edilmiş.
Bu esinti denizden geliyor.
Denizde, biz galibiz.
Deniz beyaz köpüklüydü.
Denizde adalar var.
Tom derin deniz dalgıcıdır.
Denizde balıklar var.
O, denize doğru yürüyordu.