Examples of using "Level" in a sentence and their turkish translations:
İlki deniz seviyesi yükselmesi.
Her bir seviyede,
konuşmak istiyorum.
Hücresel seviyede östrojen,
Sen sağ duyulusun.
Tom aklı başında.
Ben sağ duyuluyum.
Biz sağ duyuluyuz.
güvenliği en üst düzeyde
Adamın IQ seviyesi ile yaşı eşit
aynı seviyede büyüyor.
O, son seviyeye ulaştı.
Tom yağ seviyesini kontrol etti.
Tom'un seviyesine düşmeyin.
Deniz seviyesi yükseliyor.
Heyecan seviyesi artıyor.
Nehir seviyesi yüksektir.
İşsizlik oranı yüksek.
Duygusal bir düzeyde katılıyorum ama pragmatik düzeyde katılmıyorum.
Yani, devre seviyesinde maruz bırakma terapisi.
ki seviyem için uygun olanı buydu.
çok üst düzeyde ve muazzam yapıda
Gölün seviyesi düştü.
Onun seviyesine düşmeyeceğim.
Bizler onun seviyesine iniyoruz.
Yakıt seviyesi boşun altında.
Biz aynı seviyedeyiz.
Burada deniz seviyesindeyiz.
Biz ihtiyatlıyız.
Onun seviyesine indim.
Nehrin su seviyesi yükseldi.
Okulun düzeyi yüksektir.
İngilizce düzeyimi yükselteceğim.
Birçok üst düzey yetkili toplantıya katıldı.
Son zamanlarda yağ düzeyini kontrol ettin mi?
- Deniz seviyesinden ne kadar yüksekteyiz?
- Kaç rakımdayız?
Deniz seviyesinin ne kadar üstündeyiz?
Lut Gölü deniz seviyesinin altında bulunur.
bizim yeni korteksimiz, "ne" kademesine karşılık gelir.
Bu yer deniz seviyesinin altındadır.
Onu yeni bir düzeye taşıyoruz.
Kendimi onun seviyesine düşürmeyeceğim.
Müziği bu seviyede seviyorum.
Tom bana yağ seviyesini kontrol ettiğini söyledi.
fakat biz seni ileri düzeye yerleştireceğiz."
Bu tamamen başka bir farkındalık düzeyindeydi.
Bu, onu farklı bir seviyeye taşıyor.
Dağ, deniz seviyesinden 2000 metre yüksekliktedir.
- Bu dönem Arapça 5. kur konularını göreceğim.
- Bu sömestr Arapçada beşinci seviyeye başlıyorum.
- Bu dönem 5. seviye Arapça alıyorum.
- Bu dönem 5. seviye Arapça alacağım.
Arapça Seviye 5'i tekrar almak zorunda kalabilirim.
Yağ seviyesini kontrol etmeyi düşündünüz mü?
Melanie oyunda bir sonraki seviyeye ulaştı.
Asansörle üçüncü kata çıktım.
Tom'un kan basıncı tehlikeli bir seviyeye düştü.
Tom'a yağ seviyesini kontrol etmesini söyledim.
Bu şehir, deniz seviyesinden 1.600 metre yukarıdadır.
Ben temel düzeyde Lehçe okuyabilirim.
Daha yüksek bir dil seviyesine ne zaman ulaşacağız?
Dağ deniz seviyesinden 5000 metre yüksekte.
- Tom çıtayı çok yükseltti.
- Tom olayı bambaşka bir seviyeye taşıdı.
- Tom çıtayı arşa çekti.
Nehir yükseldi.
"Sonuca göre orta düzeyde olmalısın,
bizimkinden daha gelişmiş bir teknoloji geliştirmiş olsunlar,
alt düzey, adi suçlara bir geçiş olarak algılandı.
küçük suçluların normal sıralara girdiği...
Geleceğe dair deniz seviyesi yükselme kavrayışımız iyi
dönemine göre kültür ve medeniyeti çok üst düzeydeydi
toplumun seviyesini görmesin diye
otuz üç şehri tehdit ediyor . Çoğu Asya'da olan yüz elli milyondan fazla insan
Nehrin seviyesi yavaş yavaş yükseldi.
Su on metrelik bir seviyeye yükseldi.
Şirket iflasları geçen ay yüksek bir düzeyde devam etti.
Kasaba deniz seviyesinden 1500 metre yüksekte yer alıyor.
Su, deniz seviyesinde 100 santigrat derecede kaynar.
Tuna'nın su seviyesi rekor yüksekliğe ulaştı.
Sel suyu pencere seviyesine ulaştı.
Şu anda deniz seviyesinden ne kadar yüksektesin?
Tom sınıfın genel seviyesinin altındadır.
Nehir, baraj seviyesinin üzerine yükseldi.
Onun zihinsel seviyesi normal çocuğunkinden daha yüksektir.
Onun oyunculuğu profesyonel düzeydedir.
Göz kendi rahatlık düzeyinin ötesini görmez.
Bu uygulama, İngilizce düzeyinizi geliştirmenize yardımcı olacaktır.
Eğitim düzeyiniz nedir?
Kırsalda İngilizce eğitimi seviyesi çok düşük.
Bilirsiniz, ilk bakışta mantıklı gelse de
Deniz seviyesinin yükselmesi beklentisiyle gerçekleşen iklim nezihleştirmesi
ve toplumun, daha derin bir sorumluluk seviyesine gelinmesine,
Matematiğe yepyeni bir hayranlık kazandım.
yaşam basit hücrelerden öteye gidemiyor.
okuma konusunda birazcık daha düşük bir seviyedeydim.
İsrail'de İngilizce eğitim seviyesi çok düşük.
Onlar deniz seviyesinin on iki metre altına kadar kazdı.
Bu ağacın tepesi çitle aynı yükseklikte.
- Havuz, teras ile aynı seviyededir.
- Havuz teras katında.
Eşit alanlara sahip değiliz ve bu hep böyle oldu.
ama biz buna daha geniş bir pencereden bakmak istedik.
okuma ve matematikte minimum yeterlik seviyesine ulaşamıyor.