Translation of "Mediterranean" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Mediterranean" in a sentence and their turkish translations:

People call the sea the Mediterranean.

İnsanlar denize Akdeniz derler.

That sea is called the Mediterranean Sea.

O denize Akdeniz denir.

Italy is surrounded by the Mediterranean Sea.

İtalya, Akdeniz'le çevrilidir.

Tom is studying the ancient civilizations of the Mediterranean.

Tom Akdenizin eski medeniyetlerinin öğrenimini görüyor.

He is studying the ancient civilizations of the Mediterranean.

Antik Akdeniz uygarlıkları üzerine eğitim görüyor.

The Mediterranean diet seems to be good for our health.

Akdeniz diyeti sağlığımız için iyi gibi görünüyor.

The Suez canal connects the Mediterranean to the Red Sea.

Süveyş Kanalı, Akdeniz ve Kızıldeniz'i birbirine bağlar.

Meze are small dishes served in many countries around the Mediterranean.

Meze Akdeniz çevresinde birçok ülkede verilen küçük yemeklerdir.

Europe’s most advanced Mediterranean maritime power, the Republic of Venice, together with

Avrupa'nın önde gelen Akdeniz gücü ve Venedik Cumhuriyeti

My country is situated in North Africa, south of the Mediterranean Sea.

Benim ülkem Akdeniz'in güneyinde, Kuzey Afrika'da yer alır.

North Africans are the Italians of the southern coast of the Mediterranean.

Kuzey Afrikalılar, Akdeniz'in güney sahillerindeki İtalyanlardır.

A cargo vessel, bound for Athens, sank in the Mediterranean without a trace.

Atina'ya giden bir yük gemisi, bir iz bırakmadan Akdeniz'de battı.

Thousands of migrants try to cross the Mediterranean every month to reach Europe.

Binlerce göçmen Avrupa'ya ulaşmak için her ay Akdeniz'i geçmeye çalışıyorlar.

In the sixteenth century, Turkish and Spanish pirates were often encountered in the Mediterranean.

16. yüzyılda Akdeniz'de Türk ve İspanyol korsanlar birbirleriyle sık sık mücadele ettiler

They roamed deep into Russia and the Mediterranean, even daring to attack what they called Miklagard,

Rusya ve Akdeniz'in derinliklerinde dolaştılar, hatta Miklagard dedikleri

In the Mediterranean forests, we have many kinds of trees: oak, pine, willow, ash, elm, and others.

Akdeniz ormanlarında birçok çeşit ağacımız var: meşe, çam, söğüt, dişbudak, karaağaç ve diğerleri.

In Greek literature, the Seven Seas were the Aegean, Adriatic, Mediterranean, Black, Red, and Caspian seas, and the Persian Gulf.

Eski Yunan edebiyatında Yedi Deniz; Ege, Adriyatik, Akdeniz, Kara, Kızıl ve Hazar denizleri ile Basra Körfezi idi.

In Medieval European literature, the Seven Seas referred to the North Sea, Baltic, Atlantic, Mediterranean, Black, Red, and Arabian seas.

Orta Çağ Avrupa edebiyatında Yedi Deniz; Kuzey Denizi, Baltık, Atlantik, Akdeniz, Siyah, Kızıl ve Arap denizlerine işaret ediyordu.

In the sixteenth century, Ottoman Turks attempted to construct a canal in Egypt to unite the Mediterranean Sea and the Red Sea.

On altıncı yüzyılda Osmanlı Türkleri Akdeniz ve Kızıldeniz'i birleştirmek için Mısır'da bir kanal inşa etmeye teşebbüs ettiler.

Tom absconded with millions of dollars from his company and is living a life of luxury on an island in the Mediterranean.

Tom şirketten milyonlarca dolar ile kaçtı ve Akdeniz'de bir adada lüks bir hayat yaşıyor.

North Africans are more or less like Italians. We're all people who live around the Mediterranean Sea and we share many cultural traits.

Kuzey Afrikalılar az çok İtalyanlar gibidirler. Hepimiz Akdeniz çevresinde yaşayan insanlarız ve birçok kültürel özellikleri paylaşırız.

After Europeans discovered North America, the concept of the Seven Seas changed again. Mariners then referred to the Seven Seas as the Arctic, the Atlantic, the Indian, the Pacific, the Mediterranean, the Caribbean, and the Gulf of Mexico.

Avrupalılar Kuzey Amerika'yı keşfettikten sonra, Yedi Deniz kavramı yeniden değişti. Denizciler daha sonra Yedi Denizi Arktik, Atlantik, Hint, Pasifik, Akdeniz, Karayipler ve Meksika Körfezi olarak adlandırdılar.