Translation of "Workers" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Workers" in a sentence and their turkish translations:

Happy workers are better workers.

Mutlu işçiler daha iyi işçilerdir.

Three workers died.

Üç işçi öldü.

Regulations protect workers.

Düzenlemeler işçileri korur.

- The workers are on strike.
- Workers are on strike.

İşçiler grevdeler.

- Workers of the world, unite!
- Workers of the world - unite!

- Dünyanın bütün işçileri, birleşin!
- Dünyanın işçileri, birleşin!

- Workers of the world, unite!
- Workers of all lands, unite!

Dünyanın bütün işçileri, birleşin!

workers had to work

işçilerin çalışmak zorunda kaldığı

We need more workers.

Bizim daha fazla işçiye ihtiyacımız var.

The workers are striking.

İşçiler grev yapıyorlar.

They employ temporary workers.

Onlar geçici işçi istihdam etmektedirler.

The workers are angry.

İşçiler öfkeli.

Three workers were injured.

Üç tane işçi yaralandı.

John employs 200 workers.

John 200 işçi istihdam etmektedir.

Workers lost their jobs.

İşçiler işlerini kaybetti.

The plant workers unionized.

Fabrika işçileri sendikalaştı.

- The workers do not have a fatherland.
- The workers have no country.

İşçilerin ülkesi yoktur.

500,000 workers to Taksim Square

500.000 işçi Taksim Meydanı'na

The company employs 500 workers.

Bu şirket 500 işçi çalıştırır.

He has employed ten workers.

Çalıştırdığı on işçisi var.

Tom is recruiting new workers.

Tom yeni işçiler topluyor.

The workers are on strike.

İşçiler grevdeler.

That's why workers love you.

İşçilerin sizi sevmesinin sebebi bu.

They've hired some new workers.

Onlar bazı yeni işçiler tuttu.

Specialist workers are in demand.

Uzman işçiler rağbette.

Many workers got laid off.

Birçok işçi işten çıkarıldı.

We Chinese are hard workers.

Biz Çinliler çok çalışan kişileriz.

The workers went on strike.

İşçiler greve gittiler.

The workers formed a union.

İşçiler bir birlik kurdu.

Employers sometimes exploit their workers.

- Patronlar bazen işçilerini istismar ederler.
- Patronlar bazen işçilerini sömürürler.

He also needs many workers.

Onun ayrıca çok sayıda işçiye ihtiyacı var.

Many workers starved to death.

Birçok işçi açlıktan öldü.

American workers began to protest.

Amerikan işçileri protesto etmeye başladı.

Workers struggled as factories closed.

Fabrikalar kapanırken, işçiler mücadele etti.

He hired some new workers.

O bazı yeni işçileri işe aldı.

Several other workers were injured.

Birkaç başka işçi yaralandı.

Workers of all lands, unite!

Bütün ülkelerin emekçileri, birleşiniz!

The workers have no country.

- İşçilerin vatanı yoktur.
- İşçilerin ülkesi yoktur.

Some companies are adding workers.

Bazı şirketler işçi ekliyor.

- The workers took pride in their work.
- The workers were proud of their work.

İşçiler işleriyle gurur duyuyorlardı.

Has now affected 30 million workers.

30 milyon çalışanı etkiledi.

And they were excellent team workers.

Harika ekip çalışanları olabilirlerdi.

The farmer employed five new workers.

Çiftçi beş yeni işçiyi işe aldı.

Japanese office workers work very hard.

Japon ofis çalışanları çok çalışırlar.

Suddenly, 100 workers were laid off.

Birdenbire, 100 işçi işten çıkarıldı.

Have you ever recruited foreign workers?

Hiç yabancı işçileri işe aldın mı?

Generally speaking, Japanese are hard workers.

Genel olarak konuşursak, Japonlar sıkı işçidir.

The workers worked around the clock.

İşçiler gece gündüz çalıştılar.

They employed ten workers last year.

Onlar geçen yıl on tane işçi çalıştırdılar.

General Motors laid off 76,000 workers.

- General Motors 76.000 çalışanını işten çıkardı.
- General Motors 76.000 çalışanı işten çıkardı.

The workers are overworked and underpaid.

İşçiler çok çalıştırılıyor ve az para ödeniyor.

The farm workers unloaded the truck.

Çiftçiler kamyonu boşalttı.

Health workers aid people in need.

Sağlık çalışanları ihtiyacı olan insanlara yardım eder.

The workers are expanding the road.

İşçiler yolu genişletiyor.

Several workers opposed the manager's suggestion.

Birkaç işçi, yöneticinin önerisine karşı çıktı.

Tom recently hired three more workers.

Tom son zamanlarda üç işçiyi daha işe aldı.

The workers were shouting in French.

İşçiler Fransızca bağırıyorlardı.

The politician stirred up the workers.

Politikacı işçileri harekete geçirdi.

Dan exploited immigrant workers like slaves.

Dan göçmen işçileri köle gibi sömürdü.

Most government workers are on furlough.

Çoğu hükümet çalışanı izinde.

White-collar workers face many difficulties.

Beyaz yakalı işçiler birçok güçlüklerle karşı karşıya.

Millions of workers lost their jobs.

Milyonlarca işçi işlerini kaybetti.

Many of Sami's workers were Muslims.

Sami'nin birçok çalışanı Müslüman'dı.

Airport workers are threatening to strike.

- Havaalanı çalışanları grev yapmakla tehdit ediyorlar.
- Havalimanı çalışanları grev yapmakla tehdit ediyorlar.
- Havalimanı çalışanları grevle tehdit ediyorlar.

- The railroad workers are going on walkout tomorrow.
- The railroad workers are going on strike tomorrow.

Demiryolu işçileri yarın greve gidiyor.

Including local workers from the nearby villages,

yakın köylerden yerel işçiler dâhil,

Generally speaking, the Japanese are hard workers.

Genel olarak konuşursak, Japonlar sıkı işçilerdir.

All the workers went home save one.

Biri hariç tüm işçiler eve gitti.

I authorize my workers to leave early.

İşçilerimin erken ayrılmalarına izin veriyorum.

The workers demanded more money and holidays.

İşçiler daha fazla para ve tatil istedi.

Railway workers have their own particular terminology.

Demiryolu işçilerinin kendi özel terminolojileri var.

We are not looking for new workers.

Biz yeni işçiler aramıyoruz.

Tom is one of our best workers.

Tom en iyi işçilerimizden biridir.

Workers must have their hair cut short.

- İşçiler saçlarını kısa kestirmeli.
- İşçiler, saçlarını kısa kestirmiş olmalılar.

The workers took pride in their work.

İşçiler işleriyle gurur duydular.

The workers are against the new plan.

İşçiler yeni plana karşı.

Mr. Johnson's workers are loyal to him.

Bay Johnson'ın işçileri ona sadıktır.

The striking workers protested their pay cut.

Grev yapan işçiler ücretlerinin kesilmesini protesto etti.

Company policy precludes fraternization between co-workers.

Şirket politikası, farklı mevkilerdeki meslektaşları arkadaşlık etmekten men ediyor.

Some of the workers have no experience.

İşçilerden bazılarının hiç deneyimi yok.

The workers united to demand higher wages.

İşçiler daha yüksek ücret talep etmek için birleşti.

Tom was supervising workers at the worksite.

Tom, şantiyedeki işçileri denetliyordu.

They guaranteed regular employment to their workers.

Onlar işçilerine düzenli istihdamı garantiledi.

The workers are striking for better pay.

İşçiler daha iyi bir maaş için grev yapıyor.

The workers united to solve the problem.

İşçiler sorunu çözmek için birleştiler.

The workers receive their wages every Friday.

İşçiler her Cuma ücretlerini alırlar.

Many of the workers died of hunger.

İşçilerin çoğu açlıktan öldüler.

As businesses failed, workers lost their jobs.

İşler başarısız sonuçlanınca işçiler işlerini kaybettiler.

Rescue workers saved Tom and his dog.

Kurtarma görevlileri Tom ve köpeğini kurtardı.

Tom is one of our hardest workers.

Tom bizim en çetin işçilerimizden biridir.

Workers build the houses all day long.

İşçiler evleri bütün gün boyunca inşa ediyorlar.

The workers tried to form a union.

İşçiler bir sendika kurmaya çalıştı.

- Almost one-third of all office workers wear spectacles.
- Almost one-third of all office workers wear glasses.

Tüm ofis çalışanlarının neredeyse üçte biri gözlük takar.

- If three workers dig two channels in four days, in how many days will six workers dig four channels?
- If three workers dig two ditches in four days, how many days will it take six workers to dig four ditches?

- Eğer üç işçi dört günde iki kanal kazarsa, 6 altı işçi dört kanalı kaç günde kazar ?
- Eğer üç işçi dört günde iki kanal kazarsa altı işçi dört kanalı kaç günde kazar?

Regulate powerful corporations or raise wages for workers.

ekonomik politikalar izleyebiliriz.

And also with the sugarcane workers in Artigas.

Artigas'taki şeker kamışı işçileriyle de çalışıyorduk.