Examples of using "Pose" in a sentence and their turkish translations:
Sadece durma. Poz ver!
Gözde yoga duruşun nedir?
Onlar açıkça tehdit oluşturmuyorlar.
Herhangi bir resim için poz vermedim.
Onun nezaketi sadece bir poz.
Seni şaşırtacak bir sorum var.
Teröristler gerçekten ne tür bir tehdit oluşturuyor?
- Yabanileşmiş kediler vahşi hayat için önemli bir tehdit oluşturuyor.
- Yabanileşmiş kediler doğal yaşam için büyük tehdit oluşturuyor.
Bir soru sorduğun zaman bir cevap beklersin.
- Bölücüler millî birliğimiz için bir tehdit teşkil ediyor.
- Ayrılıkçılar ulusal bütünlüğümüz için tehdit oluşturuyor.
Yarışma bitene kadar resim için poz vermeyin.
O sadece samimi resimler çeker, bu yüzden o, insanların poz vermesini istemez.
Onlar asbestten yapılmış su haznelerinin bir sağlık riski doğurabileceğini söylüyorlar.
Dünya Sağlık Örgütü'ne göre antibiyotiğe dirençli bakteriler, küresel sağlığa yönelik en büyük tehditlerden birini oluşturuyor.