Translation of "Pollution" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "Pollution" in a sentence and their turkish translations:

Inequality, pollution, dictatorship,

eşitsizlik, hava kirliliği, diktatörlük,

Pollution is everywhere.

Kirlilik her yerde.

Talk about light pollution.

Işık kirliliğinden bahset.

Pollution can be controlled.

Kirlilik kontrol edilebilir.

Pollution is damaging our earth.

Kirlilik dünyamıza zarar veriyor.

Water pollution is another problem.

Su kirliliği başka bir sorundur

Recycling reduces pollution and waste.

Geri dönüşüm kirlenmeyi ve atığı azaltır.

Pollution is a serious problem.

Kirlilik ciddi bir sorun.

The pollution worsens with each year.

Kirlilik her yıl kötüleşiyor.

Air pollution is a major problem.

- Hava kirliliği büyük bir sorundur.
- Hava kirliliği önemli bir sorundur.

Our cities create serious pollution problems.

Şehirlerimiz ciddi kirlenme sorunları yaratıyor.

The lecturer spoke on pollution problems.

Okutman, kirlilik sorunları hakkında konuştu.

Because there's pollution in the cities.

Çünkü şehirlerde çevre kirliliği var.

Water pollution is a problem worldwide.

Su kirliliği dünya çapında bir sorundur.

Flying causes a lot of pollution.

Uçmak çok kirliliğe neden olur.

This place seems relatively pollution-free.

Bu yer nispeten kirlilikten arınmış görünüyor.

Light pollution is a serious problem.

Işık kirliliği ciddi bir sorun.

Control their pollution, and lead the fight.

kirliliklerini kontrol altına alıp savaşa önderlik etmeleri gerekiyor.

Environmental pollution is causing abnormal weather conditions.

Çevre kirlenmesi anormal hava koşullarına neden oluyor.

We must rescue the environment from pollution.

Çevreyi kirlilikten kurtarmalıyız.

From year to year, pollution is worsening.

Kirlilik yıldan yıla kötüleşiyor.

Our city is free from air pollution.

Bizim şehrimiz hava kirliliğinden uzaktır.

Air pollution is a serious global problem.

Hava kirliliği ciddi global bir sorundur.

Air pollution is a problem around here.

Hava kirliliği buralarda bir sorundur.

Fishing is prohibited because of the pollution.

Kirlilik nedeniyle balıkçılık yasaktır.

This district is notorious for air pollution.

Bu bölge hava kirliliği ile meşhurdur.

This village is free from air pollution.

Bu köyde hava kirliliği yok.

Travelling causes a significant amount of pollution.

Seyahat etmek önemli miktarda kirliliğe neden olur.

Nor that air pollution is hiding a warming

Hava kirliliğinin var olan ısınmayı gizlediği,

The pollution of our coasts is very serious.

Kıyılarımızın kirliliği çok ciddi.

Why has Japan let pollution get so bad?

Neden Japonya, kirliliğin bu kadar kötüye gitmesine izin verdi?

Air pollution prevents some plants from growing well.

Hava kirliliği bazı bitkilerin büyümesini önler.

Industrialization often goes hand in hand with pollution.

Sanayileşme çoğu kez kirlilikle birlikte gider.

Gas emissions cause serious pollution in urban areas.

Kentsel alanlardaki gaz salınımı ciddi kirliliğe neden oluyor.

I had to get smart about air pollution first,

hava kirliliği hakkında bir şeyler öğrenmem gerektiğini biliyordum.

Do you know how much air pollution is decreasing?

Hava kirliliğinde ne kadar azalma var hiç biliyor musunuz?

The government and industry are cooperating to fight pollution.

Hükümet ve endüstri çevre kirliliğiyle mücadele etmek için işbirliği yapıyor.

Students took the lead in the campaign against pollution.

Çevre kirliğine karşı olan kampanyada öğrenciler başı çekiyordu.

Most creatures in the sea are affected by pollution.

Denizdeki varlıkların çoğu kirlilikten etkilendi.

We have to take steps to prevent air pollution.

- Hava kirliliğini önlemek için önlemler almalıyız.
- Hava kirliliğini önlemek için tedbirler almak zorundayız.
- Hava kirliliğini önlemek için adımlar atmak zorundayız.

Air pollution will be a threat to our survival.

Hava kirliliği, bizim hayatta kalmamız için bir tehdit olacaktır.

I'm going to talk about pollution and its effects.

Kirlilik ve etkileri hakkında konuşacağım.

The talks will deal with the problem of pollution.

Görüşmeler kirlilik sorunu ile ilgilenecek.

Air pollution is a big problem in this country.

Hava kirliliği bu ülkede büyük bir problem.

Carbon pollution is the biggest driver of climate change.

Karbon kirliliği, iklim değişikliğinin en büyük itici güçtür.

Pollution is bringing devastating consequences for the regional ecosystem.

- Kirliliğin bölgenin ekosistemine yıkıcı sonuçları oluyor.
- Kirlilik, bölge ekosistemine yıkıcı sonuçlar doğuruyor.

Air pollution is a serious problem in this country.

Hava kirliliği bu ülkede ciddi bir sorundur.

Golf courses are a major cause of water pollution.

Golf sahaları su kirliliğinin başlıca sebeplerinden biridir.

- A new law is expected to cut air pollution by 60%.
- The new law is expected to cut air pollution by 60%.

Yeni yasanın % 60 oranında hava kirliliğini azaltması bekleniyor.

Light and noise pollution is changing the rhythm of life.

Işık ve gürültü kirliliği hayatın ritmini değiştiriyor.

How to deal with environmental pollution is a serious matter.

Çevre kirliliği ile nasıl uğraşacağın ciddi bir konudur.

Most living creatures in the sea are affected by pollution.

Denizde yaşayan canlıların çoğu, kirlilikten etkilenir.

This place seems to have relatively low levels of pollution.

Bu yer görece düşük kirlilik düzeyine sahip gibi görünüyor.

After all, their form of transport produces no pollution at all.

Sonuçta, onların ulaşım formu hiç kirlilik üretmez.

We hear a lot about pollution from single use plastic items,

Tek kullanımlık plastik eşyaların yarattığı kirlilik hakkında çok şey duyuyoruz.

What should we do to protect the beautiful earth from pollution?

Güzel dünyayı kirlilikten korumak için ne yapmalıyız?

With the increase of cars, the air pollution has gotten worse.

Arabaların artışıyla hava kirliliği kötüleşti.

The air pollution is worse in Tokyo than in New York.

Tokyo'daki hava kirliliği New York'takinden daha kötüdür.

A new law is expected to cut air pollution by 60%.

Yeni yasanın %60 oranında hava kirliliğini azaltacağı düşünülüyor.

From year to year, pollution problems are becoming more and more serious.

Kirlilik problemleri yıldan yıla gittikçe ciddileşiyor.

As in Eastern Europe, pollution in China is getting worse and worse.

Çin'deki kirlilik Doğu Avrupa'da olduğu gibi gittikçe kötüleşiyor.

A study shows air pollution from forest fires exacerbates existing lung problems.

Bir çalışma orman yangınlarından kaynaklanan hava kirliliğinin mevcut akciğer sorunlarını artırdığını göstermektedir.

I can never see the stars because of all the light pollution.

Bütün ışık kirliliği nedeniyle yıldızları asla göremeyiz.

Economic growth must not be pursued at the expense of environmental pollution.

Ekonomik büyüme çevre kirliliği pahasına sürdürülmemelidir.

LED streetlights are more energy-efficient, but they dramatically increase light pollution.

LED sokak lambaları daha enerji tasarruflu, ancak önemli ölçüde ışık kirliliğini artırıyor.

Light pollution prevents a third of humanity from seeing the Milky Way.

Işık kirliliği, insanlığın üçte birinin Samanyolu'nu görmesini engeller.

What can I do to reduce the air pollution in this city?

Bu şehirde hava kirliliğini azaltmak için ne yapabilirim?

As a result of pollution, the lake is without any form of life.

Çevre kirliliğinin bir sonucu olarak gölde hiçbir yaşam formu mevcut değil.

Bioremediation and environmental engineering of Terra saved that planet from pollution and desertification.

Biyoremediasyon ve Tera çevre mühendisliği o gezegeni kirlilik ve çölleşmeden kurtardı.

Bicycles are a form of transportation that provides exercise and does not emit pollution.

Bisikletler egzersiz sağlayan ve kirliliği yaymayan bir ulaştırma şeklidir.

Because of the problem of air pollution, the bicycle may some day replace the automobile.

Hava kirliliği sorunundan dolayı bir gün bisiklet otomobilin yerini alabilir.

There is so much pollution in New York that joggers often wear masks when running.

New York'ta o kadar çok kirlenme var ki koşucular genellikle maske takarlar.

New Delhi, air pollution is putting the health of millions of people at risk there.

Yeni Delhi'de, hava kirliliği yüzünden milyonlarca insanın sağlığı tehlikede.

Light pollution prevents a third of the people on Earth from seeing the Milky Way.

Işık kirliliği, dünyadaki insanların üçte birinin Samanyolu'nu görmelerini engeller.

Light pollution prevents 80 percent of people in North America from seeing the Milky Way.

Işık kirliliği, Kuzey Amerika'daki insanların yüzde 80'inin Samanyolu'nu görmesini engelliyor.

The only way to escape air pollution is to live in the middle of nowhere.

- Hava kirliliğinden kurtulmanın tek yolu hiçliğin ortasında yaşamaktır.
- Hava kirliliğinden kurtulmanın tek yolu ıssız bir yerde yaşamaktır.

About 80% of North Americans can no longer see the Milky Way because of light pollution.

Kuzey Amerikalıların yaklaşık % 80'i ışık kirliliği nedeniyle artık Samanyolunu göremiyor.

The light pollution here is so bad, you can't even see a single star at night.

Burada ışık kirliliği o kadar kötüdür ki, geceleri tek bir yıldız bile göremezsin.

As a way to reduce air pollution in cities and also as a way to reduce their dependence

şehirlerdeki hava kirliliğini azaltmanın bir yolu olarak ve bağımlılıklarını azaltmanın bir yolu olarak

Floods, violent wind storms, droughts, killing frosts, and the problems of air pollution have all, on occasion, influenced modern society.

Seller, şiddetli rüzgar fırtınaları, kuraklıklar, öldürücü donlar ve hava kirliliği sorunları hepsi,ara sıra, modern toplumu etkilenmiştir.

A carbon footprint is the amount of carbon dioxide pollution that we produce as a result of our activities. Some people try to reduce their carbon footprint because they are concerned about climate change.

Bir karbon ayakizi bizim faaliyetlerimizin bir sonucu olarak ürettiğimiz karbondioksit kirlenmesinin miktarıdır. Bazı insanlar iklim değişikliğinden endişeli olduğu için karbon ayakizlerini azaltmaya çalışıyorlar.