Translation of "Everywhere" in Turkish

- They're everywhere.
- They're everywhere!

Onlar her yerdeler.

- We looked everywhere.
- We searched everywhere.
- We've searched everywhere.

- Her yere baktık.
- Biz her yere baktık.

- God is everywhere.
- Allah is everywhere.

Allah her yerde.

- We searched everywhere.
- We've searched everywhere.

Biz her yerde aradık.

Sediment everywhere.

Yüzey tortusu her yere saçılmıştı.

It's everywhere.

O her yerde.

They are everywhere,

Her yerde olan şeyler

Bacteria are everywhere.

Bakteriler her yerdedir.

Pollution is everywhere.

Kirlilik her yerde.

I've looked everywhere.

Ben her yere baktım.

They looked everywhere.

Onlar her yere baktı.

Allah is everywhere.

Allah her yerde.

It's raining everywhere.

Her yerde yağmur yağıyor.

We've looked everywhere.

Her yere baktık.

Fun is everywhere.

Eğlence her yerde.

We searched everywhere.

Her yeri aradık.

Creativity is everywhere.

Yaratıcılık her yerdedir.

Terrorists were everywhere.

Teröristler her yerdeydi.

People were everywhere.

İnsanlar her yerdeydi.

Garbage was everywhere.

- Çöp her yerdeydi.
- Her yerde çöp vardı.

Tyranny is everywhere.

- Zorbalık her yerde.
- Her yerde zorbalık var.

Poverty is everywhere.

- Yoksulluk her yerde.
- Her yerde yoksulluk var.

Police are everywhere.

Her yerde polis var.

There's blood everywhere.

Her yerde kan var.

We drive everywhere.

Biz her yerde araba süreriz.

Insects are everywhere.

Böcekler her yerdeler.

Evil is everywhere.

Kötülük her yerde.

They were everywhere.

Onlar her yerdeydiler.

Blood was everywhere.

Her yerde kan vardı.

Boxes were everywhere.

Kutular her yerdeydi.

Candles were everywhere.

Mumlar her yerdeydiler.

Cops are everywhere.

Polisler her yerdeler.

I checked everywhere.

Her yeri kontrol ettim.

I drive everywhere.

Her yere giderim.

I itch everywhere.

Her yeri kaşıyorum.

I looked everywhere.

Her yere baktım.

I've been everywhere.

Her yerdeydim.

I've checked everywhere.

Her yeri kontrol ettim.

I've searched everywhere.

Ben her yerde aradım.

God is everywhere.

Allah her yerde.

Advertising is everywhere.

Reklamlar her yerdeler.

Hypocrisy is everywhere.

İkiyüzlülük her yerde.

There's uncertainty everywhere.

Her yerde belirsizlik var.

There's snow everywhere.

Her yerde kar var.

Celebrities are everywhere.

Ünlüler her yerdeler.

Cat hair everywhere!

Her yer kedi tüyü!

- It'll be crowded everywhere.
- It's going to be crowded everywhere.

Her yerde kalabalık olacak.

There was cancer everywhere.

Kanser her yere yayılmıştı.

Everywhere will be cleaned.

Her yer temizlenecek.

You can go everywhere.

Her yere gidebilirsiniz.

He was welcomed everywhere.

O, her yerde sıcak karşılandı.

There was blood everywhere.

Her yerde kan vardı.

I can hide everywhere.

Her yerde saklanabilirim.

There are insects everywhere.

Her yerde böcekler var.

I feel itchy everywhere.

Her tarafım kaşınıyor.

I've been looking everywhere.

Her yere bakıyorum.

Have you looked everywhere?

Her yere baktın mı?

everywhere from The US

her yer'de ABD'den

I see you everywhere.

Her yerde seni görüyorum.

There are people everywhere.

Her yerde insanlar var.

Tom's stuff is everywhere.

Tom'un şeyleri her yerde.

We found trouble everywhere.

Biz her yerde sorunla karşılaştık.

There are monsters everywhere.

Canavarlar her yerdeler.

There were police everywhere.

Her yerde polis vardı.

There were people everywhere.

Her yerde insanlar vardı.

There were flames everywhere.

Her yerde alevler vardı.

There was debris everywhere.

Her yerde enkaz vardı.

Cops can't be everywhere.

Polisler her yerde olamazlar.

They do that everywhere.

Onlar onu her yerde yapıyor.

There were flies everywhere.

Her yerde sinekler vardı.

There are signs everywhere.

Her yerde işaretler var

Times are tough everywhere.

Zamanlar her yerde zor.

There were flowers everywhere.

Her yerde çiçek vardı.

I can't be everywhere.

Ben her yerde olamam.

We have people everywhere.

Her tarafta insanlar var.

English is spoken everywhere.

İngilizce her yerde konuşulur.

Tom has been everywhere.

Tom her yerdeydi.

Sparks were flying everywhere.

Kıvılcımlar her yerde uçuyordu.

Rain is needed everywhere.

- Yağmura her yerde ihtiyaç duyulur.
- Yağmur her yerde gereklidir.

Tom is welcomed everywhere.

Tom her yerde hoş karşılanır.

There were policemen everywhere.

Her yerde polisler vardı.

There were children everywhere.

Her yerde çocuklar vardı.

There were firemen everywhere.

Her yerde itfaiyeciler vardı.

There were boxes everywhere.

Her yerde kutular vardı.

The cops are everywhere.

Polisler her yerde.

Tom does that everywhere.

Tom onu her yerde yapar.

Sami had pills everywhere.

Sami'nin her yerde hapları vardı.

There were candles everywhere.

Her yerde mumlar vardı.

Everywhere seems to be crowded.

Her yer kalabalık görünüyor.

Tom looked for Mary everywhere.

Tom her yerde Mary'yi aradı.

The rain follows me everywhere!

Yağmur her yerde beni takip ediyor!

Tom goes everywhere by himself.

Tom her yere kendi başına gider.

His dog follows him everywhere.

Onun köpeği onu her yerde takip eder.

We've looked everywhere, haven't we?

Her yere baktık, değil mi?

They seem to be everywhere.

Onlar her yerde gibi görünüyor.

God can be found everywhere.

Tanrı her yerde bulunabilir.