Translation of "Person's" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Person's" in a sentence and their turkish translations:

Accept a person's love.

Bir bireyin sevgisini kabul et.

Moreover, not a person's murderer

Üstelik bir kişinin de katili değil

A person's soul is immortal.

Bir insanın ruhu ölümsüzdür.

Arrogance leads to a person's downfall.

Kibir bir kişinin çöküşüne yol açar.

Tom filed a missing person's report.

Tom kayıp bir kişinin raporunu dosyaladı.

We can already gauge a person's mood,

bir insanın ruhsal durumunu ölçebiliyor

That sick person's life is in danger.

O hasta kişinin hayatı tehlikede.

A parrot can mimic a person's voice.

Papağan bir insanın sesini taklit edebilir.

That person's accent is incoherent to me.

O kişinin aksanı benim için tutarsız

The moment a person's biological sex is determined.

onun karakterine ve beklentilerimize karar veriyoruz.

Killing a person's culture is like killing them.

Bir kişinin kültürünü öldürmek onları öldürmek gibidir.

She was praised for saving a person's life.

Bir kişinin hayatını kurtardığı için methedildi.

A person's beauty is their conduct in society.

Bir insanın güzelliği çevresindekilere olan iyi davranışlarıdır.

I attach little importance to a person's appearance.

- İnsanların nasıl göründüğüyle pek ilgilenmiyorum.
- İnsanların görünüşlerine pek önem vermiyorum.

A blind person's hearing is often very acute.

Kör bir insanın işitme duyusu genellikle çok keskindir.

A damp, cold day affects a person's health.

Nemli, soğuk bir gün bir kişinin sağlığını etkiler.

You can transfer it by mimicking another person's movement,

bunu başkasının hareketlerini taklit ederek

From a distance, that stone looks like a person's face.

Uzaktan bakıldığında, bu taş bir kişinin yüzü gibi görünüyor.

Language determines a person's world view to a considerable extent.

Dil, bir insanın dünya görüşünü önemli ölçüde belirler.

Guerrilla gardening is gardening on another person's land without permission.

Gerilla bahçeciliği, başka bir kişinin arazisinde izinsiz bahçecilik yapmaktır.

A person's heart is approximately the same size as their fist.

Bir insanın kalbi, yaklaşık olarak yumruğuyla aynı boyuttadır.

- Pride goes before a fall.
- Arrogance leads to a person's downfall.

Gurur bir düşüşten önce gider.

A person's way of looking at something depends on his situation.

Bir kişinin bir şeye bakış şekli onun durumuna bağlıdır.

The tokatçı. he talked about the strangeness of a pure person's life

tokatçı. saf bir insanın hayatını garibanlığını anlattı

She wrote down that person's name so as not to forget it.

Unutmamak için o kişinin adını yazdı.

- His house is near the subway.
- That person's house is near the subway.

Şu kişinin evi metroya yakındır.

Alchemists believed that the philosopher's stone was capable of extending a person's life.

Simyagerler felsefe taşının kişinin hayatını uzatabileceğine inanıyordu.

Malnutrition occurs when a person's diet contains too few or too many nutrients.

Kötü beslenme bir kişinin diyetinde çok az ya da çok besin içerdiği zaman oluşur.

- A parrot can mimic a person's voice.
- A parrot can imitate the human voice.

Bir papağan insan sesini taklit edebilir.

These days, a watch not only shows the time, but also the person's social status.

Bu günlerde, bir saat sadece zaman göstermez ama aynı zamanda kişinin sosyal statüsünü de gösterir.

- His house is near the subway.
- His house is near the subway station.
- That person's house is near the subway.

Onun evi metroya yakındır.

- Seen from a distance, the stone looks like a human face.
- From a distance, this stone looks like a human face.
- From a distance, this stone resembles a person's face.

Uzaktan bakıldığında taş bir insan yüzü gibi görünüyor.