Examples of using "Parrot" in a sentence and their turkish translations:
Papağan öldü.
Onlar bir papağan aldı.
Bir papağan aldın.
Ben bir papağan istiyorum.
Papağanım dün öldü.
Bana bir papağan satın al.
Tom bir papağan aldı.
Papağanım uçup gitti.
Papağan kafesten kaçtı.
Chiqui iyi bir papağandır.
Bu papağanın yeşil tüyleri var.
Bir papağan insan sesini taklit edebilir.
Tom papağanına "Bana yardım edin, beni papağan haline getirdi!" demeyi öğretti.
Kuş kafesinde bir papağan var.
Bu korsanın evcil bir papağanı var.
Tom papağanıyla konuşuyor.
Bir papağan insan konuşmasını taklit edebilir.
Einstein çok akıllı bir papağan.
Papağan kafesinden kaçtı.
- Evcil hayvan olarak papağan besler.
- Evcil hayvan olarak papağan bakıyor.
O bir evcil hayvan olarak bir papağan besler.
Papağanıma Gal dili konuşmayı öğrettim.
Muhtemelen papağan kafesten kaçtı.
Chiqui Esperanto konuşan bir papağandır.
Papağan bir insanın sesini taklit edebilir.
Kafeste bir papağanım var.
Bay Harrison, Ginger adlı bir papağana baktı.
Yaşlı bir papağan konuşmayı öğrenmez.
Bir papağan kaptanın omzuna kondu.
Papağan konuşması duymak ister misin?
Papağan ve korsan en iyi arkadaşlar.
Papağan konuşabilen bir kuştur.
Bir papağana bakmakı için ihtiyacımız olan şeyi alalım.
Papağanın kuyruğu bile diğerlerini kıskanç yapar.
- Jack, evde bir kedi ve bir papağan bakıyor.
- Jack, evde bir kedi ve bir papağan besliyor.
Avonlea'daki hiç kimse daha önce hiç papağan bakmamıştı.
Kitaplardan öğrendikleri şeyleri papağan gibi tekrarlayan insanlardan nefret ederim.
Irene Pepperberg, Alex adını taktığı bir papağanın önünde yuvarlak bir tepsi tutuyor.
Fakat Pepperberg papağan ile çalışmanın daha şimdiden hayvanlara bakmanın şeklini değiştirdiğini söylüyor.
Dr. Pepperberg ve onun meslektaşları Alex'in, bir Afrika gri papağanı, 8'e kadar sayabileceğini buldu.