Translation of "Partly" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Partly" in a sentence and their turkish translations:

That's partly true.

O kısmen doğru.

I'm partly right.

Ben kısmen haklıyım.

We were partly right.

Biz kısmen haklıydık.

It's partly your fault.

Bu kısmen senin hatan.

It's partly my fault.

Bu kısmen benim hatam.

Tom is partly disabled.

- Tom kısmen devre dışıdır.
- Tom kısmen özürlüdür.

It'll be partly cloudy.

Hava parçalı bulutlu olacak.

Tom is partly right.

Tom kısmen haklı.

I was partly right.

Kısmen haklıydım.

I can follow you partly.

Seni kısmen izleyebilirim.

I partly agree with you.

Kısmen sizinle aynı fikirdeyim.

Is Tom partly to blame?

Tom kısmen suçlanacak mı?

It was partly my fault.

Bu kısmen benim hatamdı.

Tom was partly to blame.

Tom kısmen suçlu.

Some built houses partly underground.

Bazıları kısmen yer altında evler yaptı.

Tom was only partly successful.

Tom sadece kısmen başarılıydı.

- Tom knows he's partly to blame.
- Tom knows that he's partly to blame.

Tom kısmen sorumlu tutulacağını biliyor.

- I know I'm partly to blame.
- I know that I'm partly to blame.

Ben kısmen suçlanacağımı biliyorum.

Well, partly, it's because of inertia,

Kısmen adalet yüzünden

It is made partly of wood.

O kısmen ahşaptan yapılmıştır.

His death was partly my fault.

Onun ölümü kısmen benim hatamdı.

Tom is partly right on that.

Tom bu konuda kısmen haklı.

Tom found Mary's door partly open.

Tom Mary'nin kapısını kısmen açık buldu.

I'm partly responsible for what happened.

Olanlar için kısmen sorumluyum.

What you say is partly true.

Söylediğin şey kısmen doğru.

It's going to be partly cloudy.

Parçalı bulutlu olacak.

- You're half right.
- You're partly right.

Kısmen haklısın.

Tom is partly right, isn't he?

Tom kısmen haklı, değil mi?

partly, it's because fairness isn't always easy.

kısmen adaletin her zaman kolay olmamasından.

partly as a result of this anger,

biraz da bu öfkenin sonucu olarak

So partly as a result of this,

Biraz da bunun sonucu olarak

So partly, as a result of this,

Kısmen bunun sonucu olarak

The wall is partly covered with ivy.

Duvar kısmen sarmaşıkla kaplıdır.

I can't help but feel partly responsible.

İster istemez bir parça sorumlu hissediyorum kendimi.

They crossed the partly-frozen Delaware River.

Kısmen donmuş Delaware nehrini geçtiler.

What Tom says is only partly right.

Tom'un söylediği sadece kısmen doğru.

I'm sorry. I'm partly responsible for it.

Üzgünüm. Ben bunun için kısmen sorumluyum.

I know it was partly my fault.

Onun kısmen benim hatam olduğunu biliyorum.

Tom was partly responsible for the accident.

Tom kazadan kısmen sorumluydu.

- Tom was partly right.
- Tom wasn't altogether wrong.

Tom kısmen haklıydı.

And that's partly defined by the genes they inherit

ve bu süreç miras edindikleri genler ile,

Creation of formal jobs and investment, and partly with debt.

resmi iş ve yatırım yaratılması, ve kısmen borçla.

I think you're partly to blame for the negotiation breakdown.

Sanırım görüşmenin bozulması için kısmen suçlanacaksın.

- Is Tom partly to blame?
- Is Tom partially to blame?

Tom kısmen suçlanacak mı?

This road was partly destroyed in consequence of the earthquake.

Bu yol deprem sonucu kısmen yıkıldı.

And these functions are partly defined by the paths they take.

Bu işlevler de kısmen, geçtikleri nöral yollarla ilgili.

I suppose it's partly my fault. I should have warned you.

Sanırım bu kısmen benim hatam. Seni uyarmam gerekirdi.

Partly because he could not receive enough information, Harper's description remains imperfect.

Kısmen yeterli bilgiyi alamadığından dolayı Harper'in açıklaması eksik kalıyor.

The severe housing shortage is partly to blame for the inflated rents.

Yükselmiş kiralar için kısmen şiddetli konut sıkıntısı suçlanacaktır.

- Today's weather is sunny with occasional clouds.
- It is partly cloudy today.

Bugün hava parçalı bulutlu.

Enemies had reformed their own army general  staffs, partly inspired by Berthier’s example.

düşmanları kısmen Berthier'in esinlenmesiyle kendi ordu genelkurmaylarını yeniden biçimlendirmişlerdi. misal.

But of course, women like me are partly responsible for the gender pay gap,

Ama tabii ki benim gibi kadınlar bu cinsiyetler arası ücret farkından

For instance, in this other video, I told you that Germany became Rich, partly, because

Örneğin, öbür videoda, Almanya'nın zengin olmasının nedeninin kısmen

partly cover the costs of the second, supposedly free pair, making it not actually free.

sözde ücretsiz olan gözlüğü, gerçekte bedavaya satmamakla suçlanıyor.

The attack had been partly funded by the sale of pirate music CDs in the US.

Saldırının maddi kaynaklarının bir kısmı ABD'deki korsan müziktendi.

And of course... expenses have to be paid… partly with more taxes, which slows down the

Ve tabii ki ... masrafların ödenmesi gerekiyor… Kısmen yavaşlatan daha fazla vergi ile

We can´t hide it, here at VisualPolitik we love Asia, and that’s partly because, we

Bunu saklayamayız. Biz VisualPolitik olarak, Asya'yı seviyoruz ve bu biraz da

A dead deer being pecked by vultures, remains partly eaten by other animals, that sort of rotten meat is called 'carrion'.

Akbabalar tarafından gagalanan ölü bir geyik, diğer hayvanlar tarafından kısmen yenilmiş kalır, o tür çürümüş ete leş denir.