Examples of using "Keen" in a sentence and their turkish translations:
Sen çok hevesli görünüyorsun.
O, sporlara düşkündür.
Sami çok hevesliydi.
Tom sörf yapmaya düşkündür.
O, jaza düşkündür.
O bilime hevesli.
O yurt dışına gitmek için hevesli.
Buna çok düşkün değilim.
Onun keskin bir iş algısı var.
Sami avlanmaya çok hevesliydi.
Çocukların keskin bir işitme duyusu var.
- O hevesli bir Stephen King hayranıdır.
- O güçlü bir Stephen King hayranıdır.
- O sıkı bir Stephen King hayranı.
- O koyu bir Stephen King hayranı.
Erkek kardeşim pul toplama heveslisidir.
Keskin bir yön duygusuna sahipsin.
Bu tür müziğe hevesli değilim.
O, müziğe çok düşkün gibi görünüyordu.
Bu köpeğin keskin bir koku duyusu var.
Onlarla gitmeye çok istekli misin?
Yarın gelmeye çok meraklı değil.
- Şu genç adam bisikletçiliğe çok düşkündür.
- Şu genç adam bisiklete binmeye çok düşkün.
Burnu, tazınınkinden iki kat hassastır.
Bu tür müziğe özellikle düşkün değilim.
Şahinin keskin gözleri vardır.
Bizi 2 derece sınırında tutacak iddialı hedefleri belirlemekte
Pek çoğu,
Tom kalede kalmaya hiç istekli değildi, onun perili olduğunu duymuştu.
birçok pars, meseleleri kendileri çözmek isteyen öfkeli çeteler tarafından öldürülüyor.
Benim bıçağın ağzı çok keskin.