Translation of "Hunting" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Hunting" in a sentence and their turkish translations:

Good hunting.

İyi avlar!

I was hunting.

Ben avlanıyordum.

I'm going hunting.

Ben avlanmaya gidiyorum.

She's job hunting.

O iş arıyor.

We're going hunting.

Ava gidiyoruz.

I'm apartment hunting.

Ben bir daire arıyorum.

What're you hunting?

Ne avlıyorsun?

Tom likes hunting.

Tom avlanmayı sever.

I like hunting.

Avlanmaktan hoşlanırım.

I'm job hunting.

Ben bir iş avcısıyım.

- I should've gone hunting.
- I should have gone hunting.

Avlanmaya gitmeliydim.

- I've been hunting with him.
- I've been hunting with her.

Onunla birlikte avlanıyorum.

Tom went pheasant hunting.

Tom sülün avına gitti.

He went deer hunting.

O geyik avına gitti.

He went duck hunting.

O, ördek avına gitti.

I'm still job hunting.

Hâlâ bir iş arıyorum.

Tom went duck hunting.

Tom ördek avına gitti.

Hunting season is over.

Av sezonu bitti.

Hunting is forbidden now.

Avcılık artık yasaklanmıştır.

Tom is grouse hunting.

Tom orman tavuğu avlıyor.

Tom is job hunting.

Tom iş arıyor.

Tom owns a hunting rifle.

Tom'un bir av tüfeği var.

Who wants to go hunting?

Kim ava gitmek ister?

I've been hunting with Tom.

Tom'la birlikte avlanıyorum.

Tom wants to go hunting.

Tom ava gitmek istiyor.

Tom is out job hunting.

Tom iş arama için dışarıda.

I've done a little hunting.

Ben biraz avcılık yaptım.

I've been hunting with them.

Onlarla birlikte avlanıyorum.

I really hate job hunting.

Ben gerçekten iş aramaktan nefret ediyorum.

Tom is fond of hunting.

Tom avcılığa düşkün.

Bow hunting season opens today.

Yayla avlanma sezonu bugün açılıyor.

I want to go hunting.

Ava gitmek istiyorum.

Tom wanted to go hunting.

Tom ava çıkmak istedi.

Tom has never gone hunting.

Tom hiç ava gitmedi.

- Tom said he was going hunting.
- Tom said that he was going hunting.

Tom ava gittiğini söyledi.

- Hunting is banned in national parks.
- Hunting is not allowed in national parks.

Avcılık milli parklarda yasaklanmıştır.

- Hunting is not allowed in national parks.
- Hunting isn't allowed in national parks.

Milli parklarda avlanmaya izin verilmez.

The king went hunting this morning.

Kral bu sabah ava gitti.

He went hunting in the woods.

O, ormanda avlanmaya gitti.

Tom and Mary went deer hunting.

Tom ve Mary geyik avlamaya gittiler.

Do you have a hunting license?

- Avcılık ruhsatınız var mı?
- Av ruhsatın var mı?

Tom wants to go job hunting.

- Tom iş aramaya başlamak istiyor.
- Tom iş aramaya koyulmak istiyor.

Tom is hunting for a job.

Tom bir iş arıyor.

Does Tom have a hunting license?

Tom'un avlanma ruhsatı var mı?

Hunting is prohibited in this area.

Avlanmak bu alanda yasaklanmıştır.

He is busy with job hunting.

O, iş aramakla meşguldür.

The men went hunting for lions.

Erkekler aslanları avlamaya gitti.

Hunting is forbidden in national parks.

Avlanmak ulusal parklarda yasaktır.

Tom and Mary are house hunting.

Tom ve Mary ev arıyor.

Do you want to go hunting?

Ava çıkmak ister misin?

In protected areas hunting is prohibited.

Korunan alanlarda avcılık yasaktır.

Hunting is prohibited in national parks.

Milli parklarda avcılık yasaklanmıştır.

I went duck hunting last weekend.

Geçen hafta sonu ördek avına gittim.

Sami went duck hunting last weekend.

Sami geçen hafta sonu ördek avlamaya gitti.

Tom and I are house hunting.

Tom ve ben ev aramaya gidiyoruz.

Tom went duck hunting last month.

Tom geçen ay ördek avlamaya gitti.

Tom doesn't want to go hunting.

Tom avlanmak istemiyor.

Tom didn't want to go hunting.

Tom avlanmak istemedi.

I don't know much about hunting.

Avcılık hakkında pek bilgim yok.

I don't want to go hunting.

Ava gitmek istemiyorum.

Sami was very keen on hunting.

Sami avlanmaya çok hevesliydi.

Sami was deer hunting in Alaska.

Sami, Alaska'da geyik avlıyordu.

Sami died in a hunting accident.

Sami bir av kazasında öldü.

- I think Tom went hunting by himself.
- I think that Tom went hunting by himself.

Bence Tom kendi başına avlanmaya gitti.

- Would you rather go fishing or go hunting?
- Would you prefer to go fishing or hunting?

Balığa çıkmayı mı yoksa ava çıkmayı mı tercih edersin?

And turns hunting into a simple reflex.

ve avlanmayı basit bir refleks haline getirdiği ile alakalı.

Humans sharing hunting grounds with big cats.

Avlanma sahalarını büyük kedilerle paylaşıyorlar.

Go hunting for the "Contact Us" page.

Sayfanın "İletişim" sayfasını inceleyin.

Of course not hunting and eating them

tabi onları avlamamak ve yememek de

And we try to survive by hunting

ve avlanarak hayatta kalmaya çalışıyoruz

Initially, I thought... "She's hunting the fish."

İlk başta, balık avlayacağını düşündüm.

Hemingway enjoyed big game hunting in Africa.

Hemingway, Afrika'daki büyük hayvan avından hoşlandı.

- He likes to hunt.
- He likes hunting.

O avlamayı seviyor.

This is a good place for hunting.

Burası avlanmak için güzel bir yer.

The mother cat went out hunting birds.

Anne kedi kuşları avlamak için dışarı çıktı.

Tom was killed in a hunting accident.

Tom bir av kazasında öldü.

Fishing, hunting, hiking and skiing are popular.

Balıkçılık, avcılık, yürüyüş ve kayakçılık popülerdir.

Are you still hunting for buried treasure?

Gömülü hazineyi hâlâ arıyor musun?

His favourite pastimes were hunting and golf.

Onun sevdiği eğlenceler avcılık ve golf.

I go hunting in my leisure time.

Ben boş zamanımda avlanmaya giderim.

Tom stabbed Mary with a hunting knife.

Tom avcı bıçağı ile Mary'yi bıçakladı.

I want to go hunting with Tom.

Tom ile ava çıkmak istiyorum.

So some friends recently took me ball hunting.

Geçenlerde birkaç arkadaşım beni top avına götürdü.

Hunting won't be this good again for weeks.

Şartlar, av için haftalarca bu kadar iyi olmayacak.

Lighter conditions make hunting harder for the lioness.

Daha aydınlık olması dişi aslanın avlanmasını zorlaştırıyor.

All these hunting opportunities also attract other jaguars.

Ortada bunca av olması başka jaguarları da buraya çekiyor.

Using me as part of her hunting strategy.

Beni av stratejisinin bir parçası olarak kullandı.

There was no more feeding, no more hunting.

Artık beslenme veya avlanma yoktu.

Don't sell the bear's fur before hunting it.

Ayının kürkünü onu avlamadan önce satma.

They were hunting for bodies among the ruins.

Onlar enkaz arasında ceset arıyorlar.

Tom and Mary went hunting for Easter eggs.

Tom ve Mary Paskalya yumurtaları için avlanmaya gitti.

Would you rather go fishing or go hunting?

Balığa çıkmayı mı yoksa ava çıkmayı mı tercih edersin?

Hunting game is forbidden in these tranquil woods.

Bu sessiz sakin ormanda avlanmak yasaktır.

Hunting game is forbidden in this tranquil wilderness.

Avcılık oyunu bu huzurlu vahşi doğada yasaklanmıştır.

They went hunting most days of the season.

Sezonun çoğu günü ava gitti.