Translation of "Juice" in Turkish

- I drink fruit juice.
- I'm drinking juice.

Ben meyve suyu içiyorum.

The tomato juice.

Domates suyunu.

Some juice, please.

Biraz meyve suyu, lütfen.

Drink this juice.

Bu meyve suyunu iç.

Orange juice, please.

Portakal suyu lütfen.

I drank juice.

Meyve suyu içtim.

Orange juice is the most popular juice in America.

Portakal suyu, Amerika'nın en popüler meyve suyudur.

Did you buy fresh orange juice or frozen orange juice?

Taze portakal suyu mu yoksa dondurulmuş portakal suyu mu aldın?

Freshly pressed juice is more expensive than juice from concentrate.

Taze sıkılmış meyve suyu, konsantredeki meyve suyundan daha pahalıdır.

Do you like juice?

Meyve suyu sever misin?

Tom is drinking juice.

Tom meyve suyu içiyor.

Did you buy juice?

Meyve suyu aldın mı?

We sell orange juice.

Portakal suyu satarız.

Yes, orange juice, please.

Evet, portakal suyu lütfen.

I'm drinking orange juice.

Portakal suyu içiyorum.

She's drinking apple juice.

O, elma suyu içiyor.

Where's my apple juice?

Benim elma suyum nerede?

Orange juice or champagne?

Portakal suyu mu yoksa şampanya mı?

I love apple juice.

Elma suyunu severim.

Did they buy juice?

Onlar meyve suyu aldı mı?

Children like fruit juice.

Çocuklar meyve suyunu severler.

Tom drank some juice.

Tom biraz meyve suyu içti.

You're drinking cherry juice.

Kiraz suyu içiyorsun.

This juice tastes sour.

Bu meyve suyu ekşidir.

I'd like orange juice.

Ben portakal suyu istiyorum

I love elderberry juice.

Mürver suyunu severim.

I drink fruit juice.

Ben meyve suyu içiyorum.

I drank some juice.

Biraz meyve suyu içtim.

I like orange juice.

Portakal suyunu severim.

- There is no orange juice left.
- There's no orange juice left.

- Hiç portakal suyu kalmamış.
- Hiç portakal suyu kalmadı.

Do you want fruit juice?

Meyve suyu istiyor musun?

Tom is drinking apple juice.

Tom elma suyu içiyor.

I would like fruit juice.

Ben meyve suyu istiyorum.

The girl doesn't like juice.

Kız meyve suyu sevmiyor.

I'd like an orange juice.

Ben bir portakal suyu istiyorum.

I prefer milk to juice.

Sütü meyve suyuna tercih ederim.

The girl drinks orange juice.

Kız portakal suyu içiyor.

Tom drank my apple juice.

Tom, elma suyumu içti.

This apple juice is pure.

Bu elma suyu saf.

Did they buy the juice?

Onlar meyve suyu satın aldılar mı?

I asked for grape juice.

Üzüm suyu istedim.

Tom drank some orange juice.

Tom biraz portakal suyu içti.

Tom brought Mary some juice.

Tom Mary'ye biraz meyve suyu getirdi.

Tom drank his orange juice.

Tom portakal suyunu içti.

I love passion fruit juice.

Tutku meyve suyu seviyorum.

I want some orange juice.

Biraz portakal suyu istiyorum.

Daniel is making coconut juice.

Daniel, Hindistan cevizi suyu yapıyor.

Daniel is making calamansi juice.

Daniel kalamansi suyu yapıyor.

Daniel is making mango juice.

Daniel mango suyu yapıyor.

Children like drinking fruit juice.

Çocuklar meyve suyu içmekten hoşlanırlar.

I'll just have tomato juice.

Sadece domates suyu alacağım.

I'm on a juice diet.

Meyve suyu diyetindeyim.

I'd like orange juice, please.

Portakal suyu istiyorum, lütfen.

I don't like orange juice.

Portakal suyu sevmem.

Sami served Layla some juice.

- Sami, Leyla'ya biraz meyve suyu ikram etti.
- Sami, Leyla'ya biraz meyve suyu servis etti.

I drank some orange juice.

Biraz portakal suyu içtim.

My brother was drinking juice.

Erkek kardeşim meyve suyu içiyordu.

Do you want some fruit juice?

Biraz meyve suyu ister misin?

She made the juice by herself.

O, meyve suyunu kendi başına yaptı.

Have you ever drunk carrot juice?

Hiç havuç suyu içtin mi?

Don't let him drink this juice.

Onun bu meyve suyunu içmesine izin verme.

Why are you drinking Mary's juice?

Neden Mary'nin meyve suyunu içiyorsunuz?

Would you like some orange juice?

Biraz portakal suyu ister misiniz?

Don't you want any orange juice?

Portakal suyu istemiyor musunuz?

"Yes, orange juice please," Mike said.

Mike "Evet, portakal suyu lütfen" dedi.

Two glasses of apple juice, please.

İki bardak elma suyu, lütfen.

Jailson drank a delicious orange juice.

Jailson lezzetli bir portakal suyu içti.

Did you drink this orange juice?

- Bu portakal suyunu içtin mi?
- Bu portakal suyunu sen mi içtin?

I like milk more than juice.

Sütü meyve suyundan daha çok severim.

Did you buy the pomegranate juice?

Nar suyu satın aldın mı?

We need a bottle of juice.

Bizim bir şişe meyve suyuna ihtiyacımız var.

This apple juice is 100% pure.

Bu elma suyu %100 saftır.

Would you like some fruit juice?

Biraz meyve suyu ister misin?

Wine is made from grape juice.

Şarap, üzüm suyundan yapılır.

That isn't wine. It's grape juice.

O şarap sadece üzüm suyu.

That's not blood; it's tomato juice.

O, kan değil; O, domates suyu.

I'm going to drink some juice.

Biraz meyve suyu içeceğim.

Use lemon juice instead of vinegar.

Sirke yerine limon suyu kullan.

Tom squeezed this orange juice himself.

Tom bu portakal suyunu kendisi sıktı.

There's orange juice in the refrigerator.

Buzdolabında portakal suyu var.

The girl usually drinks orange juice.

Kız genellikle portakal suyu içiyor.

Do you have any orange juice?

Hiç portakal suyun var mı?

I want to drink cashew juice.

Ben kaju suyu içmek istiyorum.

Children like to drink fruit juice.

Çocuklar meyve suyu içmekten hoşlanırlar.

Two glasses of orange juice, please.

İki bardak portakal suyu, lütfen.

"Yes, orange juice please," says Mike.

"Evet, portakal suyu lütfen," diyor Mark.

Tom offered me some orange juice.

Tom bana biraz portakal suyu ısmarladı.