Translation of "Fresh" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Fresh" in a sentence and their turkish translations:

Fresh paint.

Islak boya.

It looked fresh.

Taze görünüyordu.

These are fresh.

Bunlar taze.

- I bought fresh bread.
- I bought some fresh bread.

Taze ekmek aldım.

- He is fresh from college.
- He's fresh out of college.

O, üniversiteden yeni mezundur.

- Let in some fresh air.
- Let some fresh air in.

İçeriye biraz temiz hava girsin.

We need fresh air.

Bizim temiz havaya ihtiyacımız var.

I bought fresh bread.

Taze ekmek aldım.

This is very fresh.

Bu çok taze.

We've got fresh vegetables.

Taze sebzelerimiz var.

The pie is fresh.

Pasta taze.

Eat more fresh vegetables.

Daha çok taze sebze yiyin.

The bread is fresh.

Ekmek taze.

This corn is fresh.

Bu mısır taze.

I like fresh air.

Ben temiz havayı severim.

Fresh food is wonderful.

Taze gıda harika.

Fresh vegetables promote health.

Taze sebzeler sağlığı düzenler.

I need fresh air.

Temiz havaya ihtiyacım var.

This egg is fresh.

Bu yumurta taze.

These lemons are fresh.

Bu limonlar çok taze.

Eat fresh, eat French.

Taze ye, Fransızca ye.

These eggs are fresh.

Bu yumurtalar taze.

Everything's fresh and new.

Her şey taze ve yeni.

People want something fresh.

İnsanlar yeni bir şeyler istiyor.

- All these eggs are not fresh.
- All these eggs aren't fresh.

Tüm bu yumurtalar taze değildir.

Is there any fresh news?

Hiç yeni haber var mı?

Tom needed some fresh supplies.

Tom'un biraz taze yiyeceklere ihtiyacı vardı.

Let in some fresh air.

Biraz temiz hava girsin.

I want some fresh eggs.

Birkaç taze yumurta istiyorum.

A refrigerator keeps meat fresh.

Bir buzdolabı eti taze tutar.

Don't be fresh with me.

Bana karşı küstahlık yapma.

The bread is not fresh.

Bu ekmek taze değil.

Tom wanted a fresh start.

Tom yeni bir başlangıç ​​istedi.

Tom wanted some fresh air.

Tom biraz temiz hava istedi.

He's fresh off the boat.

- O tecrübesiz.
- O henüz daha yeni gelmiş.

I eat only fresh vegetables.

Ben yalnızca taze sebzeleri yerim.

Do you have fresh strawberries?

Taze çileklerin var mı?

How fresh are the cantaloupes?

Kavunlar ne kadar taze?

I need a fresh start.

Yeni bir başlangıca ihtiyacım var.

Tom enjoys the fresh air.

Tom taze havayı sever.

He is fresh from college.

O, üniversiteden yeni mezundur.

All the ingredients are fresh.

Bütün bileşenler tazedir.

Fresh vegetables contain many nutrients.

Taze sebzeler birçok besin içerir.

I like the fresh air.

Temiz havayı severim.

I need some fresh air.

Biraz temiz havaya ihtiyacım var.

The fish was very fresh.

Balık çok tazeydi.

You need some fresh air.

Biraz temiz havaya ihtiyacın var.

Let's get some fresh air.

Biraz temiz hava alalım.

These apples look very fresh.

Bu elmalar çok taze görünüyor.

The wounds are still fresh.

Yaralar hala taze.

Tom needed a fresh start.

Tom'un yeni bir başlangıca ihtiyacı vardı.

Layla wanted a fresh start.

- Leyla yeni bir başlangıç ​​istedi.
- Leyla taze bir başlangıç ​​istedi.

I wanted a fresh start.

- Yeni bir başlangıç yapmak istedim.
- Sıfırdan başlamak istedim.

He enjoys the fresh air.

Açık havadan keyif alır.

Fresh fish, really great survivor food.

Taze balık, hayatta kalmak için harikadır.

Thermal imaging reveals a fresh kill.

Termal görüntüleme avının taze olduğunu gösteriyor.

The teacher is fresh from college.

Öğretmen üniversiteden yeni mezun.

That fish lives in fresh water.

O balık tatlı suda yaşar.

He was then fresh from college.

O, o zaman üniversiteyi yeni bitirmiş.

I want to eat fresh fish.

Taze balık yemek istiyorum.

We ate fresh fruit after dinner.

Biz akşam yemeğinden sonra taze meyve yedik.

There is nothing like fresh air.

Temiz hava gibi bir şey yok.

You just need some fresh air.

Sadece biraz temiz havaya ihtiyacın var.

Tom is fresh out of college.

Tom üniversiteyi yeni bitirdi.

Please let in some fresh air.

Lütfen içeriye biraz temiz hava girmesine izin ver.

The food is fresh and healthy.

Gıda, taze ve sağlıklıdır.

Should you always freeze fresh meat?

Taze eti her zaman dondurmalı mısın?

It's time for a fresh start.

Taze bir başlangıç ​​zamanı.

There's fresh bread and water here.

Burada taze ekmek ve su var.

I just needed some fresh air.

Sadece biraz temiz havaya ihtiyacım vardı.

I just want a fresh start.

- Ben sadece yeni bir başlangıç ​​istiyorum.
- Ben sadece taze bir başlangıç ​​istiyorum.

None of these eggs are fresh.

Bu yumurtalardan hiçbiri taze değil.

Fresh fruit is good for you.

Taze meyve, sizin için iyidir.

We're running out of fresh water.

Temiz suyumuz bitiyor.

I think this is fresh concrete.

Bence bu taze beton.

- Fresh vegetables are very dear in winter.
- Fresh vegetables are very expensive in the winter.

Taze sebzeler kışın çok pahalıdır.

- Layla and Sami wanted to start over fresh.
- Layla and Sami wanted to start fresh.

Leyla ve Sami yeniden başlamak istediler.

- Tom went out for a breath of fresh air.
- Tom went out for some fresh air.

Tom temiz hava almak için dışarı çıktı.

And to bring fresh water to Mongolia,

Moğolistan'a, Asya'nın kurak kesimlerine

That's as fresh as you'll ever get.

Bulabileceğiniz en taze balık.

Fresh air, and sunlight on the face.

Temiz hava ve yüze vuran güneş ışığı.

I have a craving for fresh fruit.

Canım taze meyve istiyor.

It is still fresh in my memory.

Hafızamda hâlâ taze.

The leaves are fresh after a rainfall.

Yapraklar yağıştan sonra taze.

The leaves look fresh in the rain.

Yapraklar yağmurda taze görünüyor.

The air is fresh in the morning.

Hava sabah tazedir.

Skiing on fresh snow is very fun.

Taze karın üstünde kaymak çok eğlenceli.

Seeing the fresh lobster made me hungry.

Taze ıstakoz görmek beni acıktırdı.

May I have some fresh cold milk?

- Bir miktar taze soğuk süt alabilir miyim?
- Biraz soğuk taze süt alabilir miyim?

Our teacher is fresh out of college.

Öğretmenimiz üniversiteden yeni mezun.

She likes to eat fresh raw vegetables.

Taze çiğ sebze yemeği sever.

Tom went out for some fresh air.

Tom temiz hava almak için dışarı çıktı.

Fresh fruit is good for your health.

Taze meyve, sağlığın için yararlıdır.

I think I need some fresh air.

Sanırım biraz temiz havaya ihtiyacım var.