Examples of using "Jefferson" in a sentence and their turkish translations:
Jefferson sakin kaldı.
Başkan Jefferson kızmıştı.
Jefferson bu fikri reddetti.
Jefferson Madison ile aynı fikirdeydi.
Onlar Jefferson'un dediklerini sevdiler.
Jefferson 162 seçmen oyu aldı.
Bu Jefferson'u üzmedi.
Jefferson istifa etmemeye karar verdi.
Ve Thomas Jefferson parkında,
Onlar Jefferson'un yeniden seçileceğini umdular.
Jefferson milletin emin ellerde olduğuna inanıyordu.
Jefferson eğitimin değerine kesin olarak inanıyordu.
Jefferson planından vazgeçmeye hazır değildi.
Başkan Jefferson Avrupa ile ticaret yasağını emretti.
Thomas Jefferson 1809'un Mart ayında Beyaz Saray'dan ayrıldı.
Jefferson James Monroe'yu özel bir müzakereci olarak Paris'e gönderdi.
Jefferson 1801'in o ilk günlerinde mutlu bir başkan oldu.
Başkan Jefferson uzun sürecek ticaret yasağı istemiyordu.
Jefferson Davis, Amerika Konfedere Devletleri'nin başkanıydı.