Translation of "Agreed" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Agreed" in a sentence and their turkish translations:

Agreed.

Kabul.

- Tom reluctantly agreed.
- Tom agreed reluctantly.

Tom isteksizce kabul etti.

Tom agreed.

Tom kabul etti.

Mary agreed.

Mary kabul etti.

We agreed.

- Biz uzlaştık.
- Kabul ettik.
- Biz anlaştık.

I agreed.

- Ben katıldım.
- Ben kabul ettim.

Everyone agreed.

Herkes kabul etti.

Done, agreed.

Tamam, anlaştık.

He agreed.

O kabul etti.

Sami agreed.

Sami kabul etti.

- Tom begrudgingly accepted.
- Tom reluctantly agreed.
- Tom agreed reluctantly.
- Tom begrudgingly agreed.

Tom gönülsüzce kabul etti.

- I agreed to go.
- I've agreed to leave.

Gitmeyi kabul ettim.

- Everyone agreed on that.
- Everybody agreed on that.

Herkes bunu kabul etti.

Tom wholeheartedly agreed.

Tom gönülden kabul etti.

They both agreed.

Onların her ikisi de kabul ettiler.

Tom agreed immediately.

Tom hemen kabul etti.

Tom eventually agreed.

Tom sonunda kabul etti.

Tom quickly agreed.

Tom çabucak kabul etti.

Tom finally agreed.

Tom nihayet kabul etti.

He reluctantly agreed.

İsteksizce kabul etti.

She reluctantly agreed.

O isteksizce kabul etti.

Tom gladly agreed.

Tom memnuniyetle kabul etti.

We all agreed.

Hepimiz aynı fikirdeydik.

I reluctantly agreed.

Ben isteksizce kabul ettim.

Tom reluctantly agreed.

Tom isteksizce kabul etti.

Not everyone agreed.

Herkes kabul etmedi.

Tom initially agreed.

Tom başlangıçta kabul etti.

We've all agreed.

Biz hepimiz kabul ettik.

We both agreed.

İkimiz de kabul ettik.

I eventually agreed.

Ben sonunda kabul ettim.

- Tom agreed to wait.
- Tom has agreed to wait.

Tom beklemeyi kabul etti.

- Tom would've heartily agreed.
- Tom would have heartily agreed.

Tom canıgönülden kabul ederdi.

- We have agreed on everything.
- We've agreed on everything.

Biz her şey üzerinde anlaştık..

- I thought we agreed.
- I thought that we agreed.

Anlaştığımızı sandım.

- Tom said he agreed.
- Tom said that he agreed.

Tom kabul ettiğini söyledi.

- Tom agreed to do that.
- Tom agreed to do it.
- Tom has agreed to do that.

Tom onu yapmayı kabul etti.

- She agreed to my idea.
- She agreed with my idea.

O benim fikrime katıldı.

- Tom and Mary both agreed.
- Both Tom and Mary agreed.

Tom ve Mary her ikisi de kabul etti.

- Tom and I both agreed.
- Both Tom and I agreed.

Tom ve ben her ikimiz de kabul ettik.

- I agreed to do it.
- I agreed to do that.

Bunu yapmayı kabul ettim.

- I've agreed to come back.
- I agreed to come back.

Geri gelmeyi kabul ettim.

We agreed among ourselves.

Biz kendi aramızda anlaştık.

He agreed with me.

O benim düşünceme katıldı.

Tom agreed with Mary.

Tom, Mary ile anlaştı.

Tom agreed with me.

Tom benimle anlaştı.

I agreed with her.

Onunla aynı fikirdeydim.

We all agreed unanimously.

Hepimiz oybirliğiyle kabul ettik.

Tom and Mary agreed.

Tom ve Mary anlaştılar.

Tom agreed to this.

Tom bunu kabul etti.

I agreed with Tom.

Tom'a katılıyorum.

Tom agreed to go.

Tom gitmeyi kabul etti.

They agreed on everything.

Her şeyde anlaştılar.

We're all agreed then.

Öyleyse hepimiz hemfikiriz.

We agreed to disagree.

Biz katılmamayı kabul ettik.

Tom agreed to help.

Tom yardımcı olmayı kabul etti.

They agreed to it.

Onlar bunu kabul etti.

You agreed to it.

Bunu kabul ettin.

Tom agreed to stay.

Tom kalmayı kabul etti.

I agreed with that.

Ben onunla aynı fikirdeyim.

Agreed, see you later.

Anlaştık, sonra görüşürüz.

Jefferson agreed with Madison.

Jefferson Madison ile aynı fikirdeydi.

Herold agreed to surrender.

Herold teslim olmayı kabul etti.

She agreed with him.

Onunla aynı fikirdeydi.

It was agreed to.

O, kabul edildi.

Tom agreed with us.

Tom bizimle aynı fikirdeydi.

He agreed with him.

Onunla anlaştı.

The council agreed unanimously.

Konsey oybirliği ile kabul etti.

I agreed to go.

Gitmeyi kabul ettim.

I agreed to help.

Yardım etmeyi kabul ettim.

I agreed to stay.

Kalmayı kabul ettim.

I agreed to that.

Onu kabul ettim.

I agreed to wait.

Beklemeyi kabul ettim.

Tom and I agreed.

Tom ve ben anlaştık.

Tom agreed to leave.

Tom ayrılmayı kabul etti.

We agreed with Tom.

Tom'la anlaştık.

Sami agreed to go.

Sami gitmeyi kabul etti.

- Tom has agreed to help us.
- Tom agreed to help us.

Tom bize yardım etmeyi kabul etti.

- I'm sure Tom would've agreed.
- I'm sure Tom would have agreed.

Tom'un kabul ettiğinden eminim.

- We both agreed with Tom.
- Both of us agreed with Tom.

İkimiz de Tom'la aynı fikirdeydik.

- I've agreed to teach Tom French.
- I agreed to teach Tom French.

Tom'a Fransızca öğretmeyi kabul ettim.

He agreed and I stayed.

Kabul etti ve ben onunla kaldım.

We agreed to start early.

Biz erken başlamak için anlaştık.

Everybody agreed with his idea.

Herkes onun fikrini kabul etti.

"Well, OK," Willie finally agreed.

"Tamam, pekala", Willie nihayet kabul etti.

They agreed to start early.

Onlar erken başlamak için aynı fikirdeler.

She agreed to my idea.

O benim fikrimi kabul etti.

Three quarters of them agreed.

Onların dörtte üçü kabul etti.

No one agreed with her.

- Kimse ona katılmadı.
- Kimse onunla aynı fikirde değildi.

No one agreed with him.

Hiç kimse onunla hemfikir değildi.

No one agreed with me.

Kimse benimle aynı fikirde değildi.

We agreed on a price.

Bir fiyat üzerinde anlaştık.

We agreed to work together.

Biz birlikte çalışmaya karar verdik.

We haven't agreed to anything.

Biz herhangi bir şeyi kabul etmedik.

You agreed to take turns.

Sıra ile yapmayı kabul ettin.

Everyone agreed with my decision.

Herkes benim kararıma katıldı.

Tom secretly agreed with Mary.

Tom Mary ile gizlice anlaştı.