Examples of using "Intended" in a sentence and their turkish translations:
para harcayacaklarını ifade eder.
Tom hiç kimseye zarar vermek istemedi.
istendiği gibi çalışıp çalışmadığı.
Başarılı olmak niyetindeydim.
Bu benim için mi tasarlanmış?
Kastettiğin o değil miydi?
- Niyetim bu değildi.
- Kastım bu değildi.
O, alışverişe gitmeyi düşündü.
Onunla evlenmek niyetindeydi.
Leyla kendini öldürmeyi tasarladı.
Tom kendini öldürmeye niyetleniyordu.
Tom onu yapmaya niyetlendi.
Sami onu yapmaya niyetlendi.
Onu yapmayı düşündüm.
Tom kazanmak istediğini söyledi.
Bir öğretmen olmaya niyet ettim.
Onlar petrol için sondaj yapmaya niyetlendiler.
Onunla gitmeye niyet ettim.
Derhal başlamaya niyet ettim.
Biz hemen başlamaya niyetlendik.
Ben yurt dışına gitmeye niyet etmiştim.
Ben oraya gitmek için niyet etmiştim.
Hiç kimseyi incitmeye niyet etmedim.
- Seni incitmeye niyet etmedim.
- Seni incitmeyi istemedim.
Tom asla Mary'yi incitmek istemedi.
O bir hakaret olarak düşünüldü mü?
O, bir aktris olmaya niyetlendi.
Onun tam olarak niyet ettiği oydu.
Tom Mary'ye her şeyi söylemeyi planladı.
Tom hepsini öldürmeyi tasarlıyordu.
Alışverişe gitmeye niyetlenmiştim.
Fadıl, Leyla ile evlenmeye hiç niyetli değildi.
Bunu yapmaya niyet etmiştim.
Tom'a zarar vermeyi düşünmemiştim.
Yüzmeye gitmeye niyetlenmiştim.
Tom bunu dün yapmak istedi.
Tom bunu yapmayı hiç düşünmemişti.
Tom onu yapmaya niyet ettiğini söyledi.
Tom Mary'nin bunu yapmaya niyet ettiğini söyledi.
Tom kimseyi vurma niyetinde olmadığını söyledi.
Tom kimseyi vurma niyetinde olmadığını söyledi.
Tom onu yapmaya niyetlenmemiş olduğunu söyledi.
Toplantıya katılmaya niyet etmiştim.
Bir doktor olmaya niyet ettim.
- Geçen yıl Roma'yı ziyaret etmeye niyet ettim.
- Geçen yıl Roma'yı ziyaret etmek niyetindeydi.
Askeri bütçeyi artırmayı amaçladılar.
Amerikada tıp eğitimi yapmaya niyetlendim.
Çok fazla söylemek istemedim.
Bu kadar uzun kalmaya niyet etmemştim.
Sanırım bu sizin için tasarlanmış.
Tom niyet ettiğinin daha fazlasını söyledi.
Programımı değiştirmeyi istedim.
Bir öğretmen olmaya niyet ettim.
Bugün buraya erken gelmeye niyet ettim.
Bu ders kitabı yabancı öğrencilere yöneliktir.
Gitmeye niyet ettim fakat unuttum.
Tom geçen ay Boston'u ziyaret etmeye niyetlendi.
Dün seni ziyaret etmeye niyetlenmiştim.
Tom alışverişe gitmek istediğini söylüyor.
Tom'la birlikte gitmeyi istemiştim.
Tom, Mary'nin ne yapmak istediğini biliyordu.
- Tom onu yapmaya niyetlenmemişti.
- Tom onu yapmayı planlamamıştı.
Dün Tom'u aramaya niyet etmiştim.
Tom'un bunu yapmak istediğine eminim.
Bunu dün yapmak niyetindeydim.
Uzun süre kalmayı istememiştim.
Bunu yapmayı denemek niyetindeydim.
Tom gerçekten Mary'ye yardım etmeyi düşünmemişti.
Tom, Mary'ye zarar vermeye niyetli olmadığını söyledi.
Tom onu yapmak niyetinde olmadığını söyledi.
Tom'un gerçekten onu yapmaya niyeti olup olmadığını merak ediyorum.
O geçen sene Napoli'yi ziyaret etmeyi planlamıştı.
Bu ürün özel kullanım için tasarlanmıştır.
Biz tekrar oraya gitme niyetinde değildik.
Biz seninle görüşmemeyi planlamıştık.
Bunun Tom için tasarlandığını düşünüyor musun?
Asla kimsenin incinmesini istemedim.
Geçen yıl Boston'u ziyaret etmek istemiştim.
Biz yaklaşık iki hafta orada kalmaya niyet ettik.
Çocuklar için tasarlanmış kitap yetişkinleri eğlendiriyor.
Tom istediğinden çok daha uzun uyudu.
Gerçekten yapmaya niyet ettiğin şey bu mu?
Gerçekten söylemeye niyet ettiğin şey bu mu?
Bu söylemeye niyet ettiğim şey değil.
Bu yapmaya niyet ettiğim şey değil.
Tom bu kadar uzun süre kalmayı planlamamıştı.
Bu öğleden sonra alışveriş yapmayı planlamıştım.
Tom Mary'nin ne yapmaya niyet ettiğini bilmiyordu.
Tom Mary'ye bunu yapmaya niyet ettiğini söyledi.
Tom, Mary'yi ne zaman ayrılmak istediğinde sordu.
Bunun senin yapmaya niyet ettiğin şey olduğunu sanmıyorum.
Tom o kadar uzun süre kalmayı planlamamış olduğunu söyledi.
Tom'a bunu yapmak istediğimi söylemedim.
Tom, Mary'nin dün gitmek istediğini bilmiyordu.
Tom'un bunu yapmayı gerçekten isteyip istemediğini merak ediyorum.
Geçen hafta tapınağı ziyaret etmeye niyetlenmiştim.
Geçen Pazar onu ziyaret etmeye niyetlendim.
Tom ne söylemeye niyet ettiğini hatırlayamadı.
Tom sana hakaret etmek niyetinde olmadığını söyledi.