Examples of using "Inherited" in a sentence and their turkish translations:
miras kalan Kemal Sunal ise
O, kaleyi miras olarak aldı.
Tom servetini miras olarak aldı.
O, evi miras aldı.
Edward amcasının servetini miras olarak aldı.
Edward amcasının menkulünü miras olarak aldı.
Tom aile şirketini miras olarak aldı.
Tom amcasının arazisini miras olarak aldı.
John büyük bir serveti miras olarak aldı.
Tom amcasının mülkünü miras aldı.
Tom büyük bir servet miras aldı.
- Tom'a arsa miras kaldı.
- Tom'a arazi miras kaldı.
yahu bir dedem ölse de miras kalsa
Soult, morali bozuk, düzensiz bir orduyu miras aldı.
O, annesinin mavi gözlerini miras olarak aldı.
Tom bir sürü parayı miras aldı.
Onu anne ve babamdan miras aldım.
O eski bir ahşap sandığı miras olarak aldı.
Teyzem büyük bir emlakı miras olarak aldı.
Tom babasının tüm varlığını miras olarak aldı.
Tom işletmeyi babasından miras aldı.
Babasından işi miras aldı.
Tom çiftliğini babasından miras aldı.
Tom'a yüklü miktarda para miras kaldı.
bu filmde de Amerika'dan miras kalmıştı
Dedesinden birkaç hektar arazi miras aldı.
Altmış yaşındaki teyzem büyük miras aldı.
Tom'un çocuklarının ondan bir şey miras alması çok zayıf bir olasılıktır.
Babasından miras kalan imparatorluğu kolayca bir araya toplasa da
Ana babasından miras kalan bir apartmana henüz taşındı.
Napolyon'un emirlerini uygulamaktı; Soult ayrıca Berthier'in kendi tasarladığı
Dan annesinden miras kalan arazi üzerinde vergilendirilmek istemiyordu.
Tom büyükbabasından miras kalan parayla Mary için bir nişan yüzüğü aldı.
Sayın Bingley'e babasından yaklaşık yüz bin lira miras kaldı.
, personel işi ve idaresi içindi . 1797'de kısa bir süre İtalya Ordusu'nun komutasını devraldığında,