Translation of "Estate" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Estate" in a sentence and their turkish translations:

- She is an estate agent.
- He is an estate agent.

O bir emlakçıdır.

I'm in real estate.

Ben gayrimenkuldeyim.

Edward inherited his uncle's estate.

Edward amcasının menkulünü miras olarak aldı.

She's a real estate agent.

O bir emlakçı.

I will inherit his estate.

Onun gayrimenkulünü miras olarak devralacağım.

He succeeded to his estate.

O, mülküne varis olarak sahip oldu.

Tom inherited his uncle's estate.

Tom amcasının arazisini miras olarak aldı.

estate, where he died in 1826.

o kadar saygı görüyordu ki

He lives on his country estate.

O, malikhanesinde yaşar.

Tom lives on his country estate.

Tom yurtluğunda yaşıyor.

Tom became a real estate agent.

Tom emlakçı oldu.

Tom was a real estate agent.

Tom emlak acentesiydi.

How much is Tom's estate worth?

Tom'un servet değeri ne kadar?

My aunt inherited the huge estate.

Teyzem büyük bir emlakı miras olarak aldı.

Mary is a real estate agent.

Mary bir emlakçıdır.

Tom is a real estate agent.

Tom gerçek bir emlakçı.

Tom is Mary's real estate agent.

Tom, Mary'nin emlakçısıdır.

Layla loves the real estate business.

Leyla emlak işini sever.

Tom owns an estate in Scotland.

Tom, İskoçya'da bir emlaka sahip.

Sami left an estate in Egypt.

Sami, Mısır'da bir mülk bıraktı.

Sami started investing in real estate.

- Sami gayrimenkul yatırımlarına başladı.
- Sami gayrimenkule yatırım yapmaya başladı.

I have a friend in real estate.

Benim gayrimenkulde bir arkadaşım var.

He has an estate in the country.

Onun ülkede bir mülkü var.

Tom left his entire estate to you.

Tom bütün mirasını size bıraktı.

Tom is a licensed real estate agent.

Tom lisanslı bir emlakçıdır.

Layla owned a huge estate in Texas.

Leyla, Teksas'ta büyük bir mülke sahipti.

Tom left part of his estate to Mary.

Tom emlakının bir parçasını Mary'ye bıraktı.

- He settled part of his estate on his son Robert.
- He left part of his estate to his son Robert.

Mal varlığınının bir kısmını oğlu Robert'a bıraktı.

The real estate man told lies to the couple.

Emlakçı, çifte yalan söyledi.

I don't know how to manage that large estate.

Öylesine büyük bir malikhâneyi nasıl idare edeceğimi bilmiyorum.

The estate went to his daughter when he died.

Mirası öldüğünde kızına kaldı.

Tom wishes for his son to inherit his estate.

Tom oğlunun onun gayrimenkulunu miras olarak almasını diliyor.

Lawyers and real estate agents are rich or obnoxious.

Avukatlar ve emlakçılar zengin veya iğrençler.

My sixty-year-old aunt inherited the huge estate.

Altmış yaşındaki teyzem büyük miras aldı.

Tom donated his estate to create a wildlife sanctuary.

Tom bir yaban hayatı sığınma evi yaratmak için mülkünü bağışladı.

Then he starts working at his father's real estate firm

daha sonrasında babasının emlak firmasında çalışmaya başlıyor

I agree with the opinion that real estate is overpriced.

Gayrimenkulün aşırı pahalı olduğu görüşüne katılıyorum.

He negotiated a lower price with the real estate agent.

- O emlakçı ile daha düşük bir fiyatı pazarlık etti.
- O emlakçı ile daha düşük bir fiyatı görüştü.

According to Tom's will, Mary will inherit his entire estate.

Tom'un vasiyetine göre, Mary onun tüm gayrimenkulünü miras olarak alacak.

The new housing estate had a strong smell of sewage.

Yeni yerleşim bölgesinde ağır bir lağım kokusu vardı.

The real estate broker was lavish in his spending in Ginza.

Emlakçı, Ginza'daki harcamalarında savurgandı.

The price of real estate has been rising abnormally in Japan.

Japonya'da gayrimenkul fiyatları anormal bir biçimde artıyor.

- I had no idea that Tom was going to leave me his estate.
- I had no idea Tom was going to leave me his estate.

Tom'un gayrimenkulunu bana bırakacağı konusunda bir fikrim yoktu.

They've put the value of the estate at three hundred thousand dollars.

Onlar emlâka üç yüz bin dolar değer koydu.

Tokyo landlords are in a panic because the real estate market went soft.

Emlak piyasasının sönmesi nedeniyle Tokyo'daki ev sahipleri panik içindedirler.

Suspicion by the royal court, that he left  for his wife’s family estate in Bavaria.

öyle bir şüpheyle tedavi edildi ki, karısının Bavyera'daki aile mülküne gitti.

Risky decree that allowed any foreigner, regardless of their religion, to make real estate investments.

tüm yabancıların emlak yatırımı yapmasına izin veren riskli bir kararnameyi onayladı.

It’s a fact that since 2002, Dubai has experienced real estate development comparable only to

Bu bir gerçek ki, 2002'den beri, Dubai'nin içinden geçtiği gayrimenkul artışı ancak

But since there are a lot of unsold ghost towns, empty houses, and bankrupt real estate

Ama yine de ortalıkta satılmamiş hayalet şehirler, boş evler ve iflas etmiş