Translation of "Property" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Property" in a sentence and their turkish translations:

Property is theft.

Mülkiyet hırsızlıktır.

The property is mine.

Eşyalar benim.

This is private property.

Bu özel bir mülktür.

Keep off my property.

Arazimden uzak dur.

We own this property.

Bu mülk bize ait.

Get off my property.

Mülkiyetimden çıkın.

I own this property.

Bu mülkün sahibiyim.

You're on my property.

Sen benim mülkiyetimdesin.

Tom owns this property.

Tom bu mülke sahiptir.

This is residential property.

Burası yerleşim bölgesidir.

I'm not your property.

Malın değilim ben senin.

Who owns this property?

Bu mülkün sahibi kim?

They lost their property.

Onlar mülklerini kaybettiler.

Slaves were considered property.

Köleler mal olarak kabul edildi.

This is my property.

Bu benim mülküm.

Sami sold the property.

Sami mülkü sattı.

- Tom has a lot of property.
- Tom has lots of property.

Tom'un bir sürü mülkü var.

Edward inherited his uncle's property.

Edward amcasının servetini miras olarak aldı.

Property prices are going up.

Emlak fiyatları artmaktadır.

We looked around the property.

Biz mülkün etrafına baktık.

Esperanto is no one's property.

Esperanto kimsenin malı değildir.

Get off my property now.

Şimdi mülkümden ayrıl.

She owns a large property.

O büyük bir mülke sahip.

Superconductivity is a physical property.

- Üstüniletkenlik fiziksel bir özelliktir.
- Süperiletkenlik fiziksel bir özelliktir.
- Aşırıiletkenlik fiziksel bir özelliktir.

Please get off my property.

Lütfen arazimden çık.

I'm sure Tom owns property.

Tom'un mülk sahibi olduğundan eminim.

It's a very large property.

Bu çok büyük bir özellik.

This land is my property.

Bu arazi benim mülkiyetimdir.

There was severe property damage.

Ciddi maddi hasar vardı.

You're trespassing on private property.

Özel mülkiyete izinsiz giriyorsun.

Tom inherited his uncle's property.

Tom amcasının mülkünü miras aldı.

Tom sold all his property.

Tom tüm mallarını sattı.

She defrauded me of my property.

O, benim mal varlığımı elimden aldı.

You are trespassing on private property.

Özel mülkiyete izinsiz giriyorsunuz.

He bought property near the sea.

Denize yakın emlak satın aldı.

Does Tom own any other property?

Tom'un başka bir malı var mı?

Some men treat women like property.

Bazı erkekler kadınlara mal gibi davranıyor.

My father left me some property.

Babam bana biraz mal bıraktı.

Tom owns some property in Boston.

Tom Boston'da bazı mülke sahip.

Who's the owner of this property?

Bu mülkün sahibi kim?

That tree is on Tom's property.

O ağaç Tom'un arazisinin üzerinde.

I've never owned property in Boston.

Boston'da malım mülküm hiç olmadı.

How much property does Tom own?

- Tom'un sahip olduğu mülk ne kadar?
- Tom ne kadar mülke sahip?

I have a lot of property.

Birçok mülküm var.

Sami's body is on Layla's property.

Sami'nin cesedi Leyla'nın arazisindedir.

Sami buried Layla on his property.

Sami, Leyla'yı mülküne gömdü.

Do you own any other property?

Başka bir mülkün var mı?

- Tom has a lot of property in Boston.
- Tom has lots of property in Boston.

Tom'un Boston'da çok mülkü var.

The fire deprived us of our property.

Yangın bizi varlığımızdan yoksun bıraktı.

He succeeded to his father's large property.

O, babasının büyük mal varlığının varisi oldu.

He is trespassing on our private property.

O özel mülkümüze izinsiz giriyor.

Tom inherited all of his father's property.

Tom babasının tüm varlığını miras olarak aldı.

He sold all his property in Morocco.

O, Fas'taki tüm mülkünü sattı.

Are more likely to cause property destruction

mülkün yıkılmasına neden olma olasılığı daha yüksektir

I entrusted my property to the lawyer.

Eşyamı avukata teslim ettim.

The property passed from father to son.

Mülkiyet babadan oğula geçti.

How much property does the landlord own?

Ev sahibi ne kadar mülke sahip ?

There are no trees on Tom's property.

Tom'un mülkünde hiç ağaç yok.

He has a great deal of property.

Onun birçok mülkiyeti var.

He has several buyers for the property.

Bu emlak için birkaç alıcısı var.

This plot of land is my property.

Bu arazi parçası benim malımdır.

I want to purchase property in Boston.

Boston'da emlak satın almak istiyorum.

How dare you trespass on my property!

Mülkiyetime izinsiz girmeye nasıl cesaret edersin!

At this property, they make excellent vinegar.

Bu mülkte mükemmel sirke yapıyorlar.

Tom sold all his property in Boston.

Tom tüm mallarını Boston'da sattı.

Do you own any property in Boston?

Boston'da hiç mülkün var mı?

Tom has a great deal of property.

Tom'un bir sürü mülkü var.

Sami's body was buried on Layla's property.

Sami'nin cesedi Leyla'nın arazisine gömüldü.

Sami would kill to protect his property.

Sami mülkünü korumak için öldürürdü.

I don't have any property in Boston.

Boston'da hiç mülküm yok.

The storm did great damage to her property.

- Fırtına onun malına büyük hasar verdi.
- Fırtına onun mülkiyetine büyük zarar verdi.

All the property will go to his daughter.

Tüm servet onun kızına gidecek.

The family property was distributed among the relatives.

Ailenin mal varlığı akrabalar arasında dağıtıldı.

The eldest son succeeded to all the property.

En büyük oğlan bütün mülkiyetin varisi oldu.

The property was divided equally among the heirs.

Servet mirasçılar arasında eşit olarak bölündü.

We have a warrant to search your property.

Mülkünüzü aramak için bir iznimiz var.

Women are often objectified and treated like property.

Kadınlar genellikle somutlaştırılırlar ve mal gibi davranılırlar.

We acquired the property when our uncle died.

Amcamız öldüğünde biz mülkü elde ettik.

His property in the country is very pretty.

Onun sayfiyedeki evi çok güzel.

Do they have a property for sale here?

Burada onların satılık mülkü var mı?

They are arguing about their share of the property.

Onlar mülkiyet payları hakkında tartışıyor.

He handed over all his property to his son.

Tüm mülkiyetini oğluna bağışladı.

No one shall be arbitrarily deprived of his property.

Hiç kimse keyfi olarak mal ve mülkünden mahrum edilemez.

You have no legal right to seize my property.

Sen benim mallarını gasp etmek hiçbir yasal hakka sahip değilsin.

You are not allowed here. This is private property.

Buraya giremezsin. Bu özel bir mülkiyet.

Police can't enter the property without a search warrant.

Polis bir arama emri olmadan mülke giremez.

Whether this property is a tax of Allah is unknown,

bu özellik Allah vergisi midir bilinmez ama

If the woman has the property belongs to the man

Kadının malı varsa erkeğe aittir

All unclaimed property will be disposed of at midday tomorrow.

Bütün sahipsiz mal yarın gün ortasında atılacak.

Tom claimed that the enormous property was at his disposal.

Tom muazzam servetin, onun emrinde olduğunu iddia etti.

The property was almost completely overgrown with wild blackberry bushes.

Arazi neredeyse tamamen yabani böğürtlen çalılarla kaplanmıştı.

It is crazy that when we talk about destruction of property,

mülkiyetin yıkılması,

He left all his property to his wife in his will.

O vasiyetinde tüm servetini karısına bıraktı.

I planted various fruit trees on my property three years ago.

Üç yıl önce arazimde çeşitli meyve ağaçları diktim.