Examples of using "Edward" in a sentence and their turkish translations:
Bu, Edward.
Edward mesajı okudu.
Edward mesajı okudu.
Edward Robert'tan daha gençtir.
Edward amcasının servetini miras olarak aldı.
Edward amcasının menkulünü miras olarak aldı.
Onların çocuklarına Edward adı verildi.
Edward Sapir, Amerikalı bir dilciydi.
Edward Bernays beni sinirlendirir.
Edward Everett Lincoln ile aynı fikirde değildi.
- Edward'ı öldürmekten korkmayın; bu iyi.
- Edward'ı öldürme; korkmak iyidir.
- Benim adım Edward ama herkes bana Ned diye seslenir.
- Benim adım Edward ama herkes bana Ned der.
- Benim adım Edward ama herkes beni Ned diye çağırır.
Ben Prens Edward Adası'ndaki mutsuz kızım.
Edward White uzayda yürüyen ilk Amerikalı oldu.
Oh Marilla, şu an Prince Edward Adası'nın en mutlu kızıyım.
Edward Snowden'in hikayesi bize duvarların bile kulaklarının olduğunu bir kez daha hatırlattı.
Edward, Kathy'nin gözlerinin içine baktı ve ona gerçekten dediğini kastedip kastetmediğini sordu.