Translation of "Imminent" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Imminent" in a sentence and their turkish translations:

Death is imminent.

Ölüm yakındır.

War seems imminent.

- Savaş eli kulağında görünüyor.
- Savaş yakın görünüyor.

A storm is imminent.

Bir fırtına yakındır.

The danger was imminent.

Tehlike çok yakın.

He prepared for his imminent departure.

Yakın zamandaki gidişi için hazırlandı.

- We think Tom might be in imminent danger.
- We think that Tom might be in imminent danger.

Tom'un yakın tehlikede olabileceğini düşünüyoruz.

According to the radio, a storm is imminent in the North.

Radyoya göre, bir fırtınanın eli kulağında.

If not for the ozone layer, we would be in imminent danger.

Ozon tabakası olmasa, tehlikede oluruz.