Examples of using "Gives" in a sentence and their turkish translations:
Az olsun dert değil ama çabuk olsun.
Yiyecek hayat verir, hayat güç verir ve güç büyük başarılar verir.
Sorun ne?
- Kimin umurunda?
- Sikimde olur mu?
- Kimin sikinde ki?
Hey, ne oluyor?
Sessizlik rıza verir.
Birlik güç verir.
çok büyük cezalar veriyor
O beni ürpertiyor.
Yer sarsıntısı bana kalp sarsıntısı veriyor.
O nadiren vazgeçer.
Tom bağış yapar.
O bize para verir.
O bize elbiseler verir.
Kahve sana enerji verir!
Meyve bana gaz veriyor.
Bilgelik bize güç verir.
O bize umut verir.
O bana umut verir.
O benim tüylerimi diken diken eder.
Tom asla pes etmez.
- Allah bana mutluluk verir.
- Tanrı bana mutluluk verir.
Tom bize para verir.
Sana ne umut veriyor?
O bana özgürlük verir.
O bana neşe verir.
Kim takar.
- Sikimde olur mu?
- Kimin sikinde ki?
Birliği nakit para veriyor.
O, beni ürpertir.
İnce espri konuşmaya lezzet verir.
O başımı ağrıtıyor!
Okumak bana büyük bir zevk verir.
Tehlike maceraya zevk verir.
- Kimsenin umurunda değil.
- Kimsenin taktığı yok.
Onu John'a verir.
O onu ona verir.
Sade, basit açıklamalar yapar.
Bu, tüylerimi ürpertiyor.
Süt karnımı ağrıtıyor.
Bir inek bize süt verir.
- Bu benim ödümü koparıyor.
- Bu benim ödümü patlatıyor.
- Bu benim tüylerimi diken diken ediyor.
Tom genellikle iyi tavsiye verir.
Bu bana bir fikir veriyor.
O bana bir fikir veriyor.
Bir ampul ışık verir.
Tom bana hiçbir şey vermez.
Tom çok çabuk vazgeçer.
Eğri büğrü ağaç bile gölge verir.
Hırs benim burnumu kanatıyor.
Para parayı doğurur.
Sorun nedir?
Bu han iyi hizmet verir.
Bu arazi iyi ürün verir.
O mağaza iyi hizmet veriyor.
O, onu ürpertiyor.
- Tom içimi ürpertiyor.
- Tom beni ürpertiyor.
Tom bize iyi tavsiye verir.
Tom birçok hayır kurumuna hibe ediyor.
Köpeğe biraz et verir.
Julia kızına bir öpücük veriyor.
Kimse bunu önemsemiyor.
Büyükanne torunlarına tatlılar vermektedir.
program bu konu da hakkını veriyor yani
Babam sana selamını söyledi.
Nadiren eşine hediyeler verir.
Güneş ışık ve ısı verir.
Yok olma yeniden doğumumu sağlar.
Modern teknoloji bize çok şey verir.
Bu bana yapacak bir şey verir.
- Bu birine mantıksal safsata verir.
- Buna kargalar bile güler.
Tom asla kimseye bişey vermez.
Bu size benzersiz bir bakış açısı kazandırır.
Baba tüm maaşını anneye veriyor.
Meditasyom bana iç huzuru verir.
Tom bize istediğimiz her şeyi verir.
Tom ihtiyacımız olan her şeyi bize verir.
Tom bize istediğimizi verir.
Tom bize ihtiyacımız olanı verir.
O bana aşırı sıkıntı veriyor.
Sarımsak güçlü bir koku yayar.
O, köpeğe et verir.
O sana çok şey veriyor.
Bu soğuk hava benim tüylerimi ürpertiyor.
Çocuklarına harçlık verir.
Tom bana asla cevap vermez.
Bu yer tüylerimi ürpertiyor.
Şu adam beni dehşete düşürüyor.
Tom bana birçok tavsiye verir.
Analiz aşağıdaki sonuçları veriyor.
Bu iş canımı sıkıyor.
Edward Bernays beni sinirlendirir.