Examples of using "Consent" in a sentence and their turkish translations:
Sessizlik rızayı işaret eder.
Sessizlik rıza verir.
Tom asla razı gelmeyecek.
Tom buna asla razı olmayacak.
Boşanmayı kabul edeceğim.
- Onun sessizliğini razı oluş kabul ettim.
- Sessizliğini razı olmasına yordum.
Sessizliğimden, razı olduğum anlamını çıkarmış.
Ben o planı kabul etmeyi reddediyorum.
Teklifinize razı olmazlar.
Sessiz kalan razı olmuş gibi görünüyor.
Tom onun ebeveynlerinin izni olmadan Mary ile evlendi.
Hiçbiriniz bunu kabul etmeyebilirsiniz.
Tom'un bunu yapmaya razı olduğundan şüpheliyim.
Benim iznim olmadan kızımla evlenmeye nasıl cesaret edersin?
Sessiz kalan razı olmuş gibi anlaşılıyor.
Operasyon için onay veriyor musun?
Senin rızan olmadan, bu konuda hiçbir şey yapılamaz.
Onun razı olacağına kesin gözüyle baktım.
Sessizliğim, bir onaylama olarak kabul edilmemeli.
Tom ile Meryem, anne-babalarının rızası olmadan evlendiler.
Ne cüretle kızımla benim iznim olmadan evlenirsin?
rıza düşüncesi seksle oldukça bağlantılı
Ebeveynler bildirim yapılmaksızın değiştirilen şartları kabul etmek zorunda.
Annesi onun oraya yalnız gitmesine izin vermeyecek.
Gelecek hafta diş hekimine geri dönmeme razı olacağım.
COVID-19 testi için onayınızı almam gerekiyor.
Hiçbir koşul altında böyle bir karikatüre asla razı olmayacağım.
Evliliğim için ailemin iznini alabildim.
Makul bir öneriyle gelsen, kabul ederdim.
ama kısaca özetle 58 küsür doları senin rızan olmadan sittin sene alamazlar
"Bize inekler süt, tavuklar da yumurta verir." "Aslında ne inekler, ne de tavuklar bize hiçbir şey vermez. Bunları onların rızası dışında alıyoruz."
Gelecek hafta yine kendimi dişçiye zorlayacağım.