Examples of using "Shit" in a sentence and their turkish translations:
Lanet olsun!
Bok kokuyor.
Kahretsin!
Olur böyle şeyler.
Lanet!
endüstriyel atıklardan.
- Her gün aynı bok.
- Her gün aynı terane.
Kolumu kaldıracak halim yok.
Bok kötü kokuyor.
Annen bok yiyor.
O zil zurna sarhoş.
Tamamen boka batmışsın.
Onlar sadece saçmalıyor.
Bu bok ne?
İş boka sardı!
Kendine gel!
Bok gibi kokuyorsun.
Kaka yapmalıyım.
- Sikimde olur mu?
- Kimin sikinde ki?
- Kimsenin umurunda değil.
- Kimsenin taktığı yok.
Tom tam bir pislik.
O çok saçma sapan.
Iyyy, bu bok gibi kokuyor!
Sana kötü davranacağım.
- Umurumda bile değil.
- Çok da tın.
Sami kendini bok gibi hissediyordu.
O beni öldüresiye dövdü.
Sanırım kendime sıçacağım.
Ufak tefek şeyler olur.
Hassiktir! Anahtarlarımı kaybettim!
Aptal olma.
O şansına küstü.
Bok kokuyor.
John ne giydiğine hiç takmaz.
Donald Trump bokun adını lekeliyor.
Ben köpek boku temizlemek istemiyorum.
Bir ayı ormanda mı dışkılar?
Arabam güvercin pisliği ile kaplı.
O umurumda değil.
O, onu öldüresiye dövdü.
O, Tom'u öldüresiye dövdü.
- O beni öldüresiye dövdü.
- O benim ağzımı burnumu kırdı.
Kahretsin, yine treni kaçırdım.
Hayır, adamım, bu esrar birinci sınıftır.
Zırva.
İspanyolca dublaj tamamen berbattı.
Lanet olsun! Sen bana duman attırdın!
Tom dalyarağın teki.
Sevdiğin her şeyin üstüne sıçacağım.
- Tom, Mary'nin ödünü bokuna karıştırdı.
- Tom, Mary'nin yüreğini ağzına getirdi.
- Tom, Mary'yi çatır çatır sikti.
- Tom, Mary'yi evire çevire sikti.
Ne düşündüğün şeyimde değil.
- Kimin umurunda?
- Sikimde olur mu?
- Kimin sikinde ki?
Bok ye - milyonlarca sinek yanılıyor olamaz.
Ben seni öldüresiye döveceğim.
Bu çöp.
O karalayıcı bok herifi tekrar duymak istemiyorum!
Bu bok ne?
- Canın cehenneme.
- Geber!
Hayatımda bir sürü şey oldu.
Umurumda bile değil.
"Süperdin Tom." "Bu gördüklerin daha hiçbir şey."
O bir köpek kakasına bastı.
Gidiyor musun? Öyleyse git, çünkü umurumda değil.
O bir beyzbol sopasıyla beni öldüresiye dövdü.
Artık bu boku alamam.
Tom, Mary'nin çektiği sondaj ve yoklamaları işi gırgıra vurarak savuşturmaya çalıştı.
Sen bana ne dedin, seni küçük pislik?
İnsanlar senin ne hissettiğini ya da ne düşündüğünü umursamaz.
Lanet olsun, ben yine treni kaçırdım!
Lanet olsun!
John elbiseleri hakkında kayıtsız.
- Tom, John'u eşek sudan gelinceye kadar dövdü.
- Tom, John'u evire çevire dövdü.
- Tom, John'u tekme tokat dövdü.
Birçok insan için hayatın anlamı üç harfe sığar: YSU — ye, sıç, uyu.
John elbiseleri hakkında çok dikkatsiz.
Bu kahrolası cümleyi nasıl tercüme edeceğimi bilmiyorum, kendin tercüme et, herkes kendi bokunu temizlesin.
Özel kuvvetlerde, onlar sana ayrıca nasıl bok yiyeceğini ve onu yemeyi nasıl seveceğini öğretirler.
Boru değil bu.
Kahretsin, lanet olası ev anahtarlarını nereye koydum?
Kimse bunu önemsemiyor.
Kahretsin, lanet olası ev anahtarlarını nereye koydum?
Devletin şeyinde değiliz.
- Tom dalyarağın teki.
- Tom tam bir dalyarak.
O felçli.