Examples of using "Final" in a sentence and their turkish translations:
Karar nihai değildir.
Senin nihai hedefin nedir?
En son sayı nedir?
Cevabım nihai.
Bu benim son teklifim.
Kararım kesindir.
Karar kesindir.
Sanırım bu son.
Bu karar kesindir.
Tüm satışlar sondur.
- Henüz hiçbir şey kesinleşmiş değil.
- Henüz hiçbir şey bitmiş değil.
Kararım nihai oldu.
Karar henüz kesinleşmiş değil.
Final notuna gelince, bu senin final sınavına bağlı.
O, final sınavına giriyor.
Son soruya gelelim.
Son sorusu ise
son maçıma çıktım
savunma katmanlarının üstesinden gelmeye zorlayacaktır.
Final sınavları yaklaşıyor.
Biz nihai bir karar aldık.
Bu, bardağı taşıran son damla oldu.
Son kararın nedir?
Bu senin son uyarın.
Bu son teklifim.
Bu son mücadeledir.
Bana son bir cevap ver.
Hakimin kararı nihaidir.
Son kararımı verdim.
Bu son sözün mü?
Onun son sözleri nelerdi?
O bütçe henüz kesinleşmiş değil.
Karar kesin değil.
Bu, bardağı taşıran son damla.
Son puan neydi?
Mahkemenin kararı kesindir.
Bu bizim son hedefimiz değil.
Son bir karar verelim.
O benim son gösterimdi.
Onlar Tom'un son sözleriydi.
Bu son sorum.
Son olarak bir soru daha...
Karar henüz kesinleşmiş değil.
Tom final sınavına giriyor.
Ben final sınavıma giriyorum.
O, final sınavına giriyor.
Mary final sınavına giriyor.
Biz final sınavımıza giriyoruz.
Onlar final sınavlarına giriyorlar.
Sana son uyarımı veriyorum.
Bu son uyarın olacak.
Oyun çok farklı skorla bitmişti.
- Tom son sözü söyleyenin sen olduğunu söyledi.
- Tom son kararı senin verdiğini söyledi.
Gecenin son gösterisi... ...başlamak üzere.
Katılımınız final derecenizi etkileyecektir.
Son kararı ona bıraktık.
Final sınavları iki hafta sonra.
O, nihai taslakla meşguldür.
Nihai karar başkana kalır.
Ölüm cezası nihai ve geri döndürülemez.
Senin için bir final sorum var.
Ben bugün sadece final sınavıma girdim.
Final maçı çok heyecan verici değildi.
Final oyunu yarına ertelendi.
Tom final sınavını geçemedi.
Tom nihai kararı Mary'ye bıraktı.
Son puan iki sıfırdı.
Sami ve Leyla son savaşlarını yaptılar.
- Tom, Dünya Kupası finalini izliyor.
- Tom, Dünya Kupası finalini seyrediyor.
Bu benim son teklifim.
Final Fantasy film değil bir video oyunudur.
Zihninizde son bir sayını belirlediniz mi?
Kısa ömürlerinin son eylemi bu.
Hangisi bizim son dinlenme yerimiz olacak?
İki takım final maçında karşı karşıya geldi.
İstendiği gibi, biz son raporumuzu teslim ediyoruz.
Final sınavları yaklaşıyor, bu yüzden meşgulüm.
Çoğu öğrenci final sınavları için hazırlanıyor.
Final sınavında birkaç hata yaptım.
Bugünün oyununda en son skor neydi?
Bu roman onun son eserlerinden biriydi.
Son parça bulmacaya yerleştirildi.
Oyunun son skoru neydi?
Tokaido hattının son durağı Tokyo'dur.
- Son karar öğrencilere kalmış.
- Son söz öğrencilere kalmış.
O final sınavlarında dikkat çekici notlar kazandı.
Bu, serinin son konferansı.
Final sınavına giriyorsunuz, değil mi?
Son parça tüm pastayı oluşturur.
Son hesaptan memnun değildi.
Yaşadığın sürece hiçbir şey son değildir.
Pikniğe gitmiyorsun ve bu sondur.
Konuşmamı son ve büyük bir mesajla sonuçlandırayım.
O, bütün bu konularda son kararı verdi.
Maç sonucu 3-1'di.
Karar kesindir.
Özel avukat Robert Mueller son raporunu teslim etti.
Final Fantasy bir film değil, video oyunudur.
Geçen yıl, Tom final sınavlarının ikisinde başarısız oldu.