Translation of "Excess" in Turkish

He drinks to excess.

O, çok fazla içiyor.

Don't drink to excess.

İçkiyi fazla kaçırma.

Drain any excess water.

Fazla suyu boşaltın.

Don't carry anything to excess.

Fazla bir şey taşıma.

You shouldn't eat to excess.

Çok fazla yememelisin.

Excess of politeness is annoying.

Kibarlığın aşırıya kaçması can sıkıcı.

He had excess water in his lungs.

Ciğerlerinde fazla su vardı.

- Don't eat to excess.
- Don't eat too much.

Çok fazla yemek yemeyin.

Consuming figs in excess could cause loose stools.

- Çok fazla incir tüketmek motoru bozmaya neden olabilir.
- Aşırı incir tüketmek cırcıra davetiye çıkarabilir.

I'm sorry, but you'll have to pay an excess weight fee.

Üzgünüm ama aşırı kilo ücreti ödemeniz gerekecek.

Mary decided to hit the gym to get rid of her excess baggage.

Mary fazlalıklarından kurtulmak için spor salonuna gitmeye karar verdi.

Police and emergency workers often drink to excess because of the stress of their jobs.

Polis ve ilk yardım çalışanları, işlerinden gelen stres nedeniyle genellikle fazla içki içerler.

Five tremors in excess of magnitude 5.0 on the Richter scale have shaken Japan just this week, but scientists are warning that the largest expected aftershock has yet to hit.

Richter ölçeğine göre büyüklüğü 5.0'ı aşan beş sarsıntı sadece bu hafta Japonya sarstı, ancak bilim adamları beklenen en büyük artçının henüz vurmadığı konusunda uyarıyorlar.