Translation of "Encountered" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Encountered" in a sentence and their turkish translations:

We encountered many difficulties.

Biz birçok zorluklarla karşılaştık.

He encountered unexpected obstacles.

O beklenmedik engellerle karşılaştı.

I encountered a problem.

Bir problemle karşılaştım.

Tom encountered some unexpected problems.

Tom bazı beklenmedik sorunlarla karşılaştı.

Today, many problems were encountered.

Bugün birçok sorunla karşılaşıldı.

He encountered difficulties in his work.

İşinde zorluklarla karşılaştı.

We haven't encountered any new problems.

Yeni bir sorunla karşılaşmadık.

In my dream, I encountered a wolf.

Rüyamda, bir kurtla karşılaştım.

He encountered a friend on the road.

Yolda bir arkadaşıyla karşılaştı.

Russia’s resilience is unlike anything he’s ever encountered.

Rusya'nın dayanıklılığı, sahip olduğu her şeye benzemiyor hiç karşılaşmadım.

I think they've encountered some kind of problem.

Sanırım onlar bir tür problemle karşılaştılar.

Never in his life had he encountered such a dilemma.

Hayatında hiç böyle bir ikilem ile karşılaşmamıştı.

Tom claims to have encountered supernatural creatures in that wood.

Tom o ormanda doğaüstü yaratıklarla karşılaştığını iddia ediyor.

Tom encountered Mary for the first time three years ago.

Tom, Mary'yle ilk kez üç yıl önce karşılaştı.

But it's actually one of the most remarkable objects I've ever encountered.

fakat aslında bu benim rastladığım en olağanüstü objelerden biri.

And at Montebello, encountered an Austrian  force that outnumbered it two to one. Lannes  

ve Montebello'da onu ikiye bir aşan Avusturyalı bir güçle karşılaştı. Lannes

Soon, however, the knights encountered a line of sharpened stakes, fixed into the ground

Ancak, şövalyeler kısa süre sonra keskin, topraklanmış kazıklarla karşılaştı.

In the sixteenth century, Turkish and Spanish pirates were often encountered in the Mediterranean.

16. yüzyılda Akdeniz'de Türk ve İspanyol korsanlar birbirleriyle sık sık mücadele ettiler

Whereas if they wanted to pray with the love of Allah, we would never have encountered such a situation.

oysa ki Allah sevgisiyle kılmak isteselerdi hiç böyle bir durumla karşılaşmayacaktık