Translation of "Difficulties" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Difficulties" in a sentence and their turkish translations:

I'm having difficulties.

Ben güçlük çekiyorum.

We'll have some difficulties.

Bazı zorluklarımız olacak.

We appreciate his difficulties.

Biz onun zorlukları takdir ediyoruz.

There will be difficulties.

Zorluklar olacak.

We encountered many difficulties.

Biz birçok zorluklarla karşılaştık.

These are serious difficulties.

Bunlar ciddi zorluklar.

They know the difficulties.

Onlar zorlukları biliyorlar.

- You have to overcome the difficulties.
- You must overcome the difficulties.

Zorlukların üstesinden gelmek zorundasın.

- We are faced with many difficulties.
- We're faced with many difficulties.

Birçok zorluklarla karşı karşıyayız.

It transcends all technological difficulties.

Tüm teknolojik zorlukları aşıyor.

He got over his difficulties.

Zorluklarının üstesinden geldi.

There are some technical difficulties.

Bazı teknik zorluklar var.

You must overcome the difficulties.

Zorlukların üstesinden gelmelisin.

He is facing many difficulties.

Birçok güçlükle karşılaşıyor.

He got over the difficulties.

Zorlukların üstesinden geldi.

There are too many difficulties.

Çok zorluklar var.

I am often in difficulties.

Sık sık sıkıntıda oluyorum.

I'm aware of the difficulties.

Zorlukların farkındayım.

We may experience some difficulties.

Biz bazı sorunlarla karşılaşabiliriz.

I am in financial difficulties.

Mali sıkıntılar yaşıyorum.

I have seen various difficulties.

Ben çeşitli zorluklar gördüm.

They are suffering financial difficulties.

- Finansal zorluk çekiyorlar.
- Mali zorluklar yaşıyorlar.

It resulted in great difficulties.

Bu büyük zorluklarla sonuçlandı.

Just think of the difficulties!

Sadece zorlukları düşün!

Some unexpected difficulties have arisen.

Bazı beklenmedik zorluklar ortaya çıktı.

Tom is having financial difficulties.

Tom mali zorluklar yaşıyor.

He succeeded, despite the difficulties.

Zorluklara rağmen başarılı oldu.

The company is in financial difficulties.

Şirket maddi zorluklar içinde.

We must get over many difficulties.

Birçok zorlukların üstesinden gelmeliyiz.

We have many difficulties before us.

Önümüzde birçok zorluklar var.

We shall overcome all our difficulties.

Tüm zorluklarımızın üstesinden geleceğiz.

Russia is facing great financial difficulties.

- Rusya büyük finansal zorluklarla karşılaşıyor.
- Rusya büyük finansal zorluklarla karşı karşıyadır.

The problem was beset with difficulties.

- Sorun zorluklarla kuşatıldı.
- Sorun zorluklarla doluydu.

They are aware of the difficulties.

Onlar zorlukların farkındalar.

He will cope well with difficulties.

O zorluklarla iyi başa çıkar.

He was confronted with some difficulties.

Bazı güçlüklerle yüz yüze getirildi.

He made his way through difficulties.

O zorlukları aşmasını bildi.

Tom overcame all obstacles and difficulties.

Tom tüm engelleri ve zorlukları aştı.

We're not afraid of any difficulties.

- Biz herhangi bir zorluktan korkmuyoruz.
- Hiçbir zorluktan korkmuyoruz.

We have to overcome many difficulties.

Birçok zorluğun üstesinden gelmek zorundayız.

The plan has many practical difficulties.

Planın birçok pratik zorlukları var.

He encountered difficulties in his work.

İşinde zorluklarla karşılaştı.

They were aware of the difficulties.

Zorlukların farkındaydılar.

I had difficulties interpreting the question.

Benim soruyu yorumlama zorluklarım vardı.

Call me if you have difficulties.

Eğer zorlukların olursa beni ara.

White-collar workers face many difficulties.

Beyaz yakalı işçiler birçok güçlüklerle karşı karşıya.

He is confronted by many difficulties.

O pek çok güçlükle yüz yüze geliyor.

Tom was aware of the difficulties.

Tom zorlukların farkında idi.

He was aware of the difficulties.

Zorlukların farkında.

- When you have difficulties, I will help you.
- When you have difficulties, I'll help you.

Zorlukların olduğunda sana yardımcı olacağım.

You will be up against many difficulties.

Birçok zorluklarla mücadele edecek.

They could not cope with those difficulties.

O zorluklarla baş edemediler.

He rarely gives in, confronted with difficulties.

O, zorluklarla karşılaştığında nadiren pes eder.

You'll have to overcome a few difficulties.

Birkaç zorluğun üstesinden gelmek zorunda kalacaksın.

He succeeded in spite of all difficulties.

Tüm zorluklara rağmen başardı.

Pay attention, because there will be difficulties.

Dikkat edin, çünkü zorluklar olacak.

Call on us in case of any difficulties.

Herhangi bir güçlük durumunda bizi arayın.

The President is capable of handling the difficulties.

Başkan zorluklarla başa çıkabilir.

On this day I had difficulties with speaking.

Bu günde konuşmakta zorluk çektim.

If there are difficulties give me a call!

Eğer zorluk oluşursa, beni arayın.

I presume you are aware of the difficulties.

Sanırım zorlukların farkındasın.

He succeeded in the face of many difficulties.

O pek çok zorluklar karşısında başarılı oldu.

If he dies, we will face serious difficulties.

O ölürse ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalacağız.

Tom did it in spite of all the difficulties.

Tom bütün güçlüklere rağmen onu yaptı.

They'll probably be able to cope with the difficulties.

Onlar muhtemelen zorluklarla başa çıkabilecekler.

Layla and Sami was clearly having serious marital difficulties.

Leyla ve Sami açıkça ciddi evlilik güçlükleri yaşıyorlardı.

The great difficulties stand in the way of its achievement.

Büyük zorluklar onun başarı yolunda duruyor.

I imagine that you went through a lot of difficulties.

Bir sürü zorluklar yaşadığını hayal ediyorum.

I have struggled under extreme difficulties for a long time.

Uzun bir süredir aşırı zorluklar altında mücadele ediyorum.

Peter overcame a lot of difficulties before succeeding as a doctor.

Peter doktor olmayı başarmadan önce birçok zorluğun üstesinden geldi.

They don't know what difficulties Tom went through in his youth.

Onlar, Tom'un gençliğinde hangi zorlukları yaşadığını bilmiyorlar.

At the time, our country was confronted with serious economic difficulties.

O zaman, ülkemiz ciddi ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalmıştır.

When he ran into difficulties, he asked his parents for help.

O güçlüklerle karşılaştığında, ebeveynlerinden yardım istedi.

If you get into difficulties, don't hesitate to ask for advice.

Zorluklarla karşılaşırsan tavsiye istemekten çekinme.

He had been through a lot of difficulties in his youth.

Gençliğinde birçok zorlukla karşılaşmıştı.

They don't know what difficulties he went through in his youth.

Onun gençliğinde nasıl zorluklar yaşadığını bilmiyorlar.

Severe swelling and breathing difficulties and in one case it proved fatal.

Şiddetli şişlikler ve nefes alma güçlüğü. Bir vakada ise ölümcüldü.

Our future will be full of difficulties because of lack of funds.

Sermaye yetersizliği nedeniyle geleceğimiz zorluklarla dolu olacak.

In carrying out the plan, you should have reckoned with all possible difficulties.

Planı uygularken, bütün olası zorluklar hesaba katılmalıdır.

The young men said that they would do it despite all of the difficulties.

Genç adamlar tüm zorluklara rağmen bunu yapacaklarını söylediler.

Such extra-curricular classes are available only for children who have difficulties in science.

Böyle müfredat dışı dersler yalnızca fende zorluk çeken çocuklar için geçerlidir.

I think that there are a number of serious difficulties that need to be overcome.

Aşılması gereken birkaç ciddi zorluk olduğunu düşünüyorum.

That she can get past this incredible difficulty. And I felt, in my life, I was getting past the difficulties I had.

Bu inanılmaz zorluğu aşmıştı. Ve ben de hayatımda yaşadığım zorlukları aştığımı hissettim.

A mistake young people often make is to start learning too many languages at the same time, as they underestimate the difficulties and overestimate their own ability to learn them.

Gençlerin sık yaptığı bir hata da; zorluklarını hafife alıp, kendi yeteneklerini de gözlerinde büyütürek aynı anda birçok dili birden öğrenmeye başlamaları.