Translation of "Dream" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Dream" in a sentence and their turkish translations:

What do dream women dream about?

- Hayalleri süsleyen kadınlar neyin hayalini kurar?
- Rüya kadınlar rüyalarında ne görür?

They dream.

Onlar hayal kurar.

- It's just a dream.
- It's only a dream.

O sadece bir rüya.

- It isn't a dream.
- It's not a dream.

Bu bir rüya değil.

- It wasn't a dream.
- That wasn't a dream.

O bir hayal değildi.

- It isn't a dream.
- That's not a dream.

Bu bir rüya değil.

Do cats dream?

Kediler rüya görür mü?

The dream continues.

Rüya devam ediyor.

I don't dream.

Ben rüya görmem.

Let me dream.

Bırak hayal kurayım.

- His dream came true.
- Her dream has come true.

Onun rüyası gerçek oldu.

- My dream has come true.
- My dream came true.

Hayalim gerçekleşti.

- Tom's dream became reality.
- Tom's dream became a reality.

Tom'un rüyası gerçek olmuştu.

- His music makes me dream.
- Her music makes me dream.
- Their music makes me dream.

Onların müziği bana hayal kurduruyor.

- Tom's dream eventually came true.
- Tom's dream has finally come true.
- Tom's dream finally came true.

Tom'un hayali sonunda gerçek oldu.

- She dreamed a pleasant dream.
- She had a pleasant dream.

O, hoş bir rüya gördü.

- It's like a dream come true.
- It's like a dream.

O bir rüya gibi.

- It was only a dream.
- It was just a dream.

Sadece bir rüyaydı.

I had a dream, which was not all a dream.

- Bir rüya gördüm, tam da bir rüya değildi.
- Bir rüya gördüm ama pek rüya denemez aslında.
- Bir rüya gördüm ama pek rüya sayılmaz aslında.

- Mayuko dreamed a strange dream.
- Mayuko dreamt a strange dream.

Mayuko garip bir rüya gördü.

- It was only a dream.
- That was just a dream.

O sadece bir rüyaydı

- I dreamed a strange dream.
- I dreamt a strange dream.

Garip bir rüya gördüm.

- His music makes me dream.
- Her music makes me dream.

Onun müziği bana hayal kurdurur.

We are near awakening when we dream that we dream.

Uykuda bir rüya gördüğümüz zaman uyanmaya yakınız demektir.

- She dreamed a pleasant dream.
- She dreamt a pleasant dream.

O hoş bir rüya gördü.

- It's not a pipe dream.
- It isn't a pipe dream.

Bu boş hayal değil.

- She dreamed a strange dream.
- She dreamt a strange dream.

O tuhaf bir rüya gördü.

That dream came true.

bu hayalim gerçek oldu.

I have a dream

benim ise bir hayalim var

Everybody has a dream

herkesin bir hayali var ya hani

Think like a dream

Tıpkı bir rüya gibi düşünün

It's my biggest dream.

Bu benim en büyük hayalim.

Why do we dream?

Niçin hayal ederiz?

We share a dream.

Bir rüyayı paylaşıyoruz.

His dream came true.

Onun hayali gerçek oldu.

Her dream is over.

Onun hayali bitti.

What is your dream?

Hayaliniz nedir?

I want to dream.

Hayal kurmak istiyorum.

I'll dream about you.

Seni hayal edeceğim.

Was it a dream?

O bir rüya mıydı?

It's nice to dream.

- Rüya görmek güzel.
- Hayal kurmak güzel.

I like to dream.

Hayal kurmayı severim.

Is this a dream?

Bu bir hayal mi?

It's a dream job.

- Bu ideal bir iş.
- Bu hayalimdeki iş.

It's all a dream.

Bunun hepsi bir rüya.

It's a pipe dream.

Bu bir hayal.

You should dream big.

Büyük hayal kurmalısın.

Everyone needs a dream.

Herkesin bir hayale ihtiyacı var.

Have a good dream!

Tatlı Rüyalar!

Mayuko's dream came true.

Mayuko'nun rüyası gerçek oldu.

I have a dream.

Benim bir hayalim var.

Life is a dream.

- Hayat bir rüya.
- Hayat bir rüyadır.

I dream in French.

Fransızca hayal kurarım.

It's like a dream.

O bir rüya gibi.

It was a dream.

O bir rüyaydı.

That was the dream.

O hayaldi.

They have a dream.

Onların bir hayali var.

It's a good dream.

Bu iyi bir rüya.

We can all dream.

Hepimiz hayal kurabiliriz.

I dream a lot.

Çok hayal kurarım.

What a horrible dream!

Ne korkunç bir rüya!

The dream goes on.

Rüya sürüyor.

- You wish!
- Dream on!

- Rüyanda görürsün!
- Daha çok beklersin!

I'm living the dream.

Hayallerimi yaşıyorum.

You are a dream.

Sen bir rüyasın.

It was my dream.

Bu benim hayalimdi.

The dream is over.

Rüyâ bitti.

Every dream has meaning.

Her rüyanın anlamı vardır.

No dream has meaning.

Hiçbir rüyanın anlamı yoktur.

I'm living my dream.

Hayalimi yaşıyorum.

I dream every night.

Her gece rüya görürüm.

It's good to dream.

Hayal kurmak iyidir.

Tom's dream came true.

- Tom'un rüyası gerçek oldu.
- Tom'un rüyası gerçekleşti.

What's your dream job?

Hayalindeki iş ne?

That wasn't a dream.

O bir rüya değildi.

It's my dream job.

O benim hayalimdeki iş.

This is a dream.

Bu bir rüya.

Does she dream? If she dreams, what does she dream about?

Rüya görüyor mu? Eğer görüyorsa ne görüyor?

- His dream has become a reality.
- His dream has come true.

Onun hayali gerçekleşmiştir.

- The dream has come true.
- The dream has become a reality.

Rüya gerçek oluyordu.

- It was just a bad dream.
- It was only a bad dream.

O sadece kötü bir rüyaydı.

You are living a dream, and the dream is about to end.

Bir rüyayı yaşıyorsun ve rüya sona ermek üzere.

- I had a very strange dream.
- I had a very weird dream.

Çok garip bir hayalim vardı.

- Do you keep a dream diary?
- Do you keep a dream journal?

Rüya günlüğü tutar mısın?