Examples of using "Dreadful" in a sentence and their turkish translations:
Onlar korkunçlar.
Bu korkunç.
Tom harika görünüyor.
Korkunçtu.
Ne berbat bir renk.
Korkunç haberim var.
Fikir ürkütücü görünüyor.
Bu sabah hava berbat.
Dün gece korkunç bir rüya gördüm.
Köşede korkunç bir kaza oldu.
Ona böyle korkunç şeyler söyledim.
Korkunç bir şey olduğunu hissettim.
Böyle korkutucu bir filmi ilk defa görüyorum.
O, o kadar korkunç ki onu düşünmek istemiyorum.
Küçük erkek kardeşim dün gece korkunç bir rüya gördüğünü söylüyor.
Ancak, Suudi Arabistan'ın başarısı, her ne kadar kişisel olarak politik sistemlerini itici bulsak da
Norveç'te yaşanan katliam ve son günlerde İngiltere'deki ayaklanma ve yağma, dünyanın içine sürüklendiği durum itibarı ile dehşet vericidir.
Tom harika görünüyor.