Translation of "Dive" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Dive" in a sentence and their turkish translations:

So let’s dive in…

Öyleyse dalış yapalım ...

I dive almost every day.

Ben çoğunlukla her gün dalış yaparım.

He knows how to dive.

O dalmayı bilir.

Tom knows how to dive.

Tom nasıl dalacağını biliyor.

It is a dive bar.

Bu bir dalış çubuğu.

Tom is a dive master.

Tom bir dalış ustasıdır.

I know how to dive.

Nasıl dalacağımı biliyorum.

Well, let’s dive a little deeper…

Pekala, hadi biraz daha derinlere inelim...

Do you know how to dive?

Nasıl dalınacağını biliyor musunuz?

Tom watched Mary dive into the water.

Tom Mary'nin suya dalışını izledi.

It's dangerous to dive in shallow water.

Sığ suda dalmak tehlikeli.

I want to dive off the cliff.

Kayalıktan dalış yapmak istiyorum.

I want to dive into the river.

Nehre dalmak istiyorum.

As we dive deeper, the water becomes colder.

Daha derine daldığımız zaman su soğur.

Tom learned to dive when he was thirteen.

Tom on üç yaşındayken dalmayı öğrendi.

Tom learned to dive when he was five.

Tom beş yaşındayken dalmayı öğrendi.

I learned to dive when I was five.

Ben beş yaşındayken dalmayı öğrendim.

He learned to dive when he was five.

O, beş yaşındayken dalmayı öğrendi.

She learned to dive when she was five.

O beş yaşındayken dalmayı öğrendi.

Mary learned to dive when she was five.

Mary beş yaşındayken dalmayı öğrendi.

We learned to dive when we were five.

Beş yaşındayken dalmayı öğrendik.

They learned to dive when they were five.

- Onlar beş yaşındayken dalış öğrendiler.
- Onlar, beş yaşındayken dalmayı öğrendiler.

The submarine can dive up to 300 meters.

Denizaltı 300 metreye kadar dalabilir.

He did a pencil dive into the pool.

Havuza çivileme atladı.

But after Grandma died, that confidence took a dive,

Ama büyükannem öldükten sonra bu güven dalışa geçti

Who wants to find pearls, has to dive deep.

İncileri bulmak isteyen derin dalmak zorunda.

The submarine can dive up to a 1000 feet.

Denizaltı 1000 fite kadar dalabilir.

His desire to dive has cost him his life.

Dalış arzusunu onun hayatına mal oldu.

This submarine can dive more than a mile deep.

Bu deniz altı bir mil derinlikten fazla fazlasına dalış yapabilir.

You learned to dive when you were five, didn't you?

Sen dalış yapmayı beş yaşındayken öğrendin, değil mi?

The sperm whale can dive to a depth of 1,000 meters.

Sperm balinası 1000 metre derinliğe dalabilir.

The pilot lost control and the plane went into a dive.

Pilot kontrolü kaybetti ve uçağı dalışa geçti.

Chinese diver Chen Aisen earned a perfect score on his last dive.

Çinli dalgıç Chen Aisen son dalışında mükemmel bir puan kazandı.

But now, using cutting-edge filming techniques, we can dive into the inky depths...

Fakat artık son teknoloji çekim teknikleri kullanarak zifiri karanlıklara dalabiliyor...

Even if he has an ID number, he cannot dive in the middle of the lesson like this.

ID numarası olsa dahi böyle lönk diye dersin ortasına dalamıyor