Examples of using "Dive" in a sentence and their turkish translations:
Öyleyse dalış yapalım ...
Ben çoğunlukla her gün dalış yaparım.
O dalmayı bilir.
Tom nasıl dalacağını biliyor.
Bu bir dalış çubuğu.
Tom bir dalış ustasıdır.
Nasıl dalacağımı biliyorum.
Pekala, hadi biraz daha derinlere inelim...
Nasıl dalınacağını biliyor musunuz?
Tom Mary'nin suya dalışını izledi.
Sığ suda dalmak tehlikeli.
Kayalıktan dalış yapmak istiyorum.
Nehre dalmak istiyorum.
Daha derine daldığımız zaman su soğur.
Tom on üç yaşındayken dalmayı öğrendi.
Tom beş yaşındayken dalmayı öğrendi.
Ben beş yaşındayken dalmayı öğrendim.
O, beş yaşındayken dalmayı öğrendi.
O beş yaşındayken dalmayı öğrendi.
Mary beş yaşındayken dalmayı öğrendi.
Beş yaşındayken dalmayı öğrendik.
- Onlar beş yaşındayken dalış öğrendiler.
- Onlar, beş yaşındayken dalmayı öğrendiler.
Denizaltı 300 metreye kadar dalabilir.
Havuza çivileme atladı.
Ama büyükannem öldükten sonra bu güven dalışa geçti
İncileri bulmak isteyen derin dalmak zorunda.
Denizaltı 1000 fite kadar dalabilir.
Dalış arzusunu onun hayatına mal oldu.
Bu deniz altı bir mil derinlikten fazla fazlasına dalış yapabilir.
Sen dalış yapmayı beş yaşındayken öğrendin, değil mi?
Sperm balinası 1000 metre derinliğe dalabilir.
Pilot kontrolü kaybetti ve uçağı dalışa geçti.
Çinli dalgıç Chen Aisen son dalışında mükemmel bir puan kazandı.
Fakat artık son teknoloji çekim teknikleri kullanarak zifiri karanlıklara dalabiliyor...
ID numarası olsa dahi böyle lönk diye dersin ortasına dalamıyor