Translation of "Bar" in Turkish

And a Snickers bar.

ve Snickers.

The bar is busy.

Bar meşgul.

The bar is closed.

Bar kapalı.

The bar is crowded.

Bar kalabalık.

The bar was packed.

Bar tıka bas doluydu.

Where is the bar?

Bar nerede?

Don't bar me out.

Beni dışarıda bırakmayın.

- They're at the bar drinking.
- They're at the bar drinking beer.

Barda içki içiyorlar.

Tom is at the bar.

Tom bardadır.

Is the bar open yet?

Bar açık mı?

The bar is always open.

Bar her zaman açık.

It looks like a bar.

Bu bir bara benziyor.

Meet me in the bar.

Beni barda karşıla.

Tom sat at the bar.

Tom barda oturdu.

I work at a bar.

Ben bir barda çalışıyorum.

The bar is closing soon.

Bar biraz sonra kapanıyor.

They're at the bar drinking.

Onlar barda içiyorlar.

They went to a bar.

Onlar bir bara gittiler.

Tom walked into the bar.

Tom bara girdi.

It is a dive bar.

Bu bir dalış çubuğu.

We're going to the bar.

Biz bara gidiyoruz.

Tom started a bar fight.

Tom bir bar kavgasına başladı.

I sat at the bar.

Barda oturdum.

Tom ate a granola bar.

Tom bir müsli bar yedi.

Sami came to the bar.

Sami bara geldi.

Sami is in a bar.

Sami bir barda.

This is a shitty bar.

Burası berbat bir bar.

They go to a bar.

Bir bara gidiyorlar.

The bar was very crowded.

Bar çok kalabalıktı.

- Tom got thrown out of the bar.
- Tom got kicked out of the bar.
- Tom was kicked out of the bar.

Tom bardan atıldı.

- Mr Nakamura went bar hopping in Tokyo.
- Mr. Nakamura went bar hopping in Tokyo.

Bay Nakamura Tokyo'da o bar senin bu bar benim gezdi.

I put the bar way up.

Çıtayı çok yukarı koydum.

It's time to raise the bar.

Çıtayı yükseltmenin zamanı geldi.

Do you know the steel bar?

çelik çomağı biliyor musunuz peki?

She was admitted to the bar.

O, bara kabul edildi.

Meet me at the hotel bar.

Otel barında buluşalım.

Let's go to the bar now.

Şimdi bara gidelim.

Tom is sitting at the bar.

Tom barda oturuyor.

Tom felt alone in the bar.

Tom barda kendini yalnız hissetti.

Tom leaned back against the bar.

Tom sırtını bara dayadı.

Tom left the bar with Mary.

Tom, Mary'yle birlikte bardan ayrıldı.

We'll see you at the bar.

Barda görüşürüz.

Tom bought a bar of chocolate.

Tom bir kalıp çikolata satın aldı.

Tom walked out of the bar.

Tom bardan çıktı.

Children aren't allowed in this bar.

Bu barda çocuklara izin verilmez.

Tom sat at the bar drinking.

Tom içki içerek barda oturdu.

The police charged into the bar.

Polisler bara girdiler.

I only ate one granola bar.

Ben sadece bir granola çubuk yedim.

Tom was in a local bar.

Tom yerel bir bardaydı.

I met him in a bar.

- Ben onunla bir barda buluştum.
- Onunla bir barda tanıştım.

Tom staggered home from the bar.

Tom bardan eve giderken sendeledi.

This steel bar must be tempered.

Bu çelik çubuk sertleştirilmeli.

What's your favorite bar in Boston?

Boston'da favori barın nedir?

Everybody went to the same bar.

Herkes aynı bara gitti.

Tom staggered out of the bar.

Tom bardan sendeleyerek çıktı.

Tom got carded at the bar.

- Barda Tom'un kimliğine bakıldı.
- Tom'a barda kimliği soruldu.
- Tom'a barda kimlik ve yaş kontrolü yapıldı.

Tom usually gets into bar fights.

Tom genellikle bar kavgasına girer.

Hand me that bar of soap.

O sabun kalıbını bana uzat.

I need that bar of soap.

O sabun kalıbına ihtiyacım var.

Tom sat at the bar alone.

Tom barda yalnız oturdu.

I went back to the bar.

Bara geri döndüm.

Tom is waiting at the bar.

Tom barda bekliyor.

I felt alone in the bar.

Kendimi barda yalnız hissettim.

Sami went to a gay bar.

- Sami bir eşcinsel bara gitti.
- Sami bir gay bara gitti.

Sami worked at a topless bar.

- Sami bir üstsüz barda çalıştı.
- Sami bir topless barda çalışıyordu.

Tom sat quietly at the bar.

Tom sessizce barda oturdu.

- I thought you'd be at the bar.
- I thought that you'd be at the bar.

Senin barda olacağını sandım.

- Tom sat at the bar by himself.
- Tom sat all by himself at the bar.

Tom tek başına barda oturdu.

- Would you like to wait in the bar?
- Do you want to wait in the bar?

Barda beklemek ister misin?

- Tom bought drinks for everyone in the bar.
- Tom bought drinks for everybody in the bar.

Tom bardaki herkes için içki ısmarladı.

We had a bar of gold stolen.

Bir tane külçe altın çalmıştık.

She wipes the bar after every customer.

Her müşteriden sonra barı temizler.

Tom was thrown out of the bar.

Tom bardan dışarı atıldı.

We drank shochu at the karaoke bar.

Karaoke barda shochu içtik.

Tom danced on top of the bar.

Tom barın üstünde dans etti.

Minors are drinking alcohol inside this bar.

Reşit olmayan gençler bu barda içki içiyor.

The bar is fairly busy this evening.

Bar bu akşam oldukça yoğundu.

Was there anybody else in the bar?

Barda biri var mıydı?

We drank soju at the karaoke bar.

Karaoke barda soju içtik.

I'll be in the bar drinking beer.

Ben barda bira içiyor olacağım.

Tom spent all night at the bar.

Tom bütün geceyi barda geçirdi.

Tom sat at the bar with Mary.

Tom Mary ile barda oturdu.

I work at Chuck's Bar and Grill.

Chuck'ın Bar and Grill'inde çalışıyorum.

They kicked Tom out of the bar.

Onlar Tom'u bardan kovdu.

Tom was sitting alone at the bar.

Tom barda tek başına oturuyordu.

Tom picked Mary up at a bar.

Tom bir barda Mary'yi aldı.

Dan left the bar with two men.

Dan iki adamla birlikte bardan ayrıldı.

This bar is a popular student hangout.

Bu bar popüler bir öğrenci mekanı.

They don't eat sandwiches at the bar.

Onlar barda sandviç yemezler.

Tom hangs out at the local bar.

Tom yerel bara takılır.

Tom threw Mary out of the bar.

Tom Mary'yi bardan dışarı attı.

I sat at the bar by myself.

Barda tek başıma oturdum.

I sat at the bar with Tom.

Tom'la barda oturdum.

I'll wait for you at the bar.

Barda seni bekleyeceğim.

Tom left the bar before closing time.

Tom kapanış saatinden önce bardan çıktı.

Tom has a bar on Park Street.

Tom'un Park Caddesi'nde bir barı var.

Tom and Mary left the bar together.

Tom ve Mary birlikte bardan ayrıldılar.

Tom got kicked out of the bar.

Tom bardan atıldı.